Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4460 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 6920 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: Bursa 2. İş MahkemesiTARİHİ: 04/12/2007NUMARASI: 2007/850-2007/1119Davacılar, kurum tarafından iki adet büro üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, davalı SGK tarafından prim borcu nedeniyle yapılan icra takibi sonucu dava dışı F.Giyim San.Tic.Ltd.Şti’nin kurucu ortağı olan yine dava dışı A.M.G.’e murisi olan annesi S.G.’den miras yoluyla intikal eden taşınmazlar üzerine konan hacizlerin, dava dışı mirasçı A.M.G.’in mirası reddetmiş olması nedeniyle kaldırılması istemine ilişkindir.Mahkemece, kesinleşmiş Mahkeme ilamıyla mirasın reddedilmesi ve süresi içinde bu karara itiraz edilmemiş olması gerekçesiyle istemin kabulüne karar verilmiştir. Somut olayda dava dışı F. Giyim San.Tic.Ltd.Şti’nin SGK’na olan prim borçları nedeniyle 1997/2819, 1997/1917 ve 1998/1725 sayılı takip dosyalarında icra takipleri yapıldığı, borçlu şirketin üst düzey yöneticisi olan dava dışı A. M.G.’e deödeme emirleri gönderildiği ve 15.10.2002 tarihinde vefat eden annesi S. G.’den miras yoluyla intikal eden taşınmazlar üzerine 2005 yılında hacizler konulduğu; dava dışı A.M.G.’in Bursa 1.İş Mahkemesi’nin 2003/59 Esas ve 2003/42 Karar sayılı dosyasında 14.01.2003 tarihli ilam ile murisi olan annesinden intikal edecek mirası kayıtsız şartsız reddettiğinin tescil edildiği, haciz konulan taşınmazlarda dava dışı A.M.G.ile birlikte miras hakları olan davacıların reddi miras kararı nedeniyle anılan hacizlerin kaldırılması için bu davayı açtıkları uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık anılan reddi miras hükmünün davalı SGK’nun alacaklarını etkileyip etkilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.506 sayılı Yasa’nın 80/12. maddesi hükmü gereğince, sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, yasal süresi içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, mesul muhasip, sayman ile tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. Anılan yasa maddesi gereğince, prim borçlarından ötürü borçlu şirketin üst düzey yöneticileri hakkında da aynı borç nedeniyle ödeme emri çıkartılması bu yasa gereğidir. 506 sayılı Yasa’nın 80.maddesinin çok açık ifadesi karşısında dava dışı borçlu şirketin üst düzey yöneticisi olan dava dışı Arif Murat Gülez’in şirket tüzelkişiliğiyle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu kuşkusuzdur.Süresinde ödenmeyen prim ve diğer SGK alacaklarının bizzat kurumca cebren takip ve tahsil edilebileceği 506 sayılı Yasa'nın açık hükmü gereğidir. Cebren tahsil ve takip esasları 6183 sayılı Yasa'da gösterilmiştir. 506 sayılı Kanun’un 80/5.maddesinde, Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. 6183 sayılı Yasa’nın 30.maddesine göre “Borçlunun malı bulunmadığı veya borca yetmediği taktirde amme alacağının bir kısmının veya tamamının tahsiline imkan bırakmamak maksadıyla borçlu tarafından yapılan bir taraflı muamelelerle borçlunun maksadını bilen veya bilmesi gereken kimselerle yapılan bütün muameleler tarihleri ne olursa olsun hükümsüzdür.” Dava konusu olayda uygulanması gereken bu yasal hüküm dikkate alınarak ve diğer mirasçıların da mirası reddetmemiş olması karşısında, dava dışı borçlu A.M.G.in, konulan hacizlerin dayanağı olan icra takiplerinin tarihi olan 1997 ve 1998 yılından sonra 2003 yılında mirası reddederek SGK’nun prim alacağını tahsil etmesini olanaksız kılmaya yönelik danışıklı bir işlem gerçekleştirdiği ve bu nitelikteki bir işlemin davalı SGK’nun alacak haklarını etkileyemeyeceği, 6183 sayılı Yasa’nın 30.maddesine göre hükümsüz olacağı açıktır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı SGK’nun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.