MAHKEMESİ : Tarsus İş MahkemesiTARİHİ : 06/03/2008NUMARASI : 2007/114-2008/51Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahibinin (eşinin) uğramış olduğu maddi zararın giderilmesi istemine ilişkin ek davadır.Davacı eş Z.E., aynı mahkemenin 2003/111 Esas sayılı dosyasında 04.06.2003 tarihinde açmış bulunduğu kısmi davada fazlaya ait talebini saklı tutarak 6.123,70.-TL maddi tazminat istemiş, daha sonra 14.09.2004 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat istemini 5.000,00.-TL olarak ıslah etmiştir. Yapılan yargılama sonucunda, davacı eş D.E.’in maddi tazminat talebinin kabulü ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00.-TL maddi tazminatın 12.03.2000 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar Ş. K.ve Tarsus Belediye Başkanlığı’ndan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, anılan kararın davalılardan Tarsus Belediye Başkanlığı tarafından temyizi üzerine Dairemizce onanarak kesinleşmiştir. Temyize konu ek davada ise, davacı eş, kısmi davada hesaplanan maddi tazminat miktarından kısmi davada hüküm altına alınan maddi tazminatın tenzili ile bakiye 23.699,88.-TL maddi tazminatın tahsilini istemiştir. Mahkemece, davacının kısmi davadaki 14.09.2004 tarihli kısmen ıslah dilekçesinde, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığı, dolayısıyla 5.000,00.-TL talebi dışında kalan kısmı için feragat ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.HUMK.’nun 83. maddesine göre, ıslah, taraflardan birinin yapmış olduğu bir usul işlemini tamamen veya kısmen düzeltmesidir. Öte yandan, alacaklı, alacağının tümü hakkında dava açmak zorunda olmayıp, fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmak kayıt ve şartıyla, alacağının önce bir bölümünü, sonra kalan bölümünü talep edebilir. Davacı, kısmi davada verdiği 14.09.2004 tarihli ıslah dilekçesi ile sadece talep sonucunu düzeltmiş (daraltmış) olup, 04.06.2003 tarihli dava dilekçesindeki diğer hususlar aynı kalmıştır. Bu durumda, davacı, kısmi davadaki 04.06.2003 tarihli dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğundan ve 14.09.2004 tarihli ıslah dilekçesinde sadece istenilen tazminat miktarı itibariyle düzeltme yaptığından, dava dilekçesinde yazılı diğer hususlar (faiz istemi, faiz başlangıç tarihi, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması gibi) varlığını muhafaza etmektedir. Ayrıca, somut olayda, ıslah dilekçesi ile talep edilen tazminat miktarı arttırılmadığından, aksine azaltıldığından, ıslahın ek dava niteliğinde sayılması da mümkün değildir. Yapılacak iş, hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan ücretteki artış miktarı nazara alınarak yeniden davacı hak sahibi eşin tazminatını belirlemek ve belirlenen bu zarardan 4447 sayılı Yasa’nın ek 38. maddesi gereğince hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan verilere göre hesaplanarak Kurum tarafından bildirilen peşin sermaye değeri indirilmek ve kesinleşen dosyadaki hesap raporunda belirlenen ve ek dava konusu yapılan miktarı geçmemek üzere karar vermekten ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine,26.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.