Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4425 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10835 - Esas Yıl 2015





Davacı, murisinin davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitiyle ölüm aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A RDava, davacının müteveffa sigortalı olan eşinin nezdinde geçen ve Kurum'a bildirilmeyen hizmetlerinin tespiti ile tahsis talebini takip eden aybaşı tarihi olan 01/09/2013 tarihinden itibaren ölüm aylığı almaya hak kazandığının tespiti istemlerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan gerçek ve tüzel kişi davada taraf ehliyetine (HMK. m.50) ve medenî hakları kullanma ehliyetine sahip olan bütün gerçek ve tüzel kişiler de dava ehliyetine (HMK.m.51) sahiptir. Taraf ehliyeti; hak ehliyetinin, dava ehliyeti ise fiil ehliyetinin medeni usul hukukunda büründüğü şekildir. HMK'nın 115.maddesine göre; dava şartı olarak düzenlenen "dava ve taraf ehliyetinin" olup olmadığının mahkemece kendiliğinden araştırılması ve dava şartı noksanlığının tespiti halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerekir ise de dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için davacıya kesin süre verilmeli, bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmelidir. Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.Öte yandan husumet doğru hasıma yönlendirildiği ve bu hasmın da "dava ve taraf ehliyetine" sahip olduğu hallerde, hasmın temsilcisinde hata yapılması "temsilde hata" olup davanın "dava ve taraf ehliyeti" noksanlığı nedeniyle reddi yerine davanın gerçek temsilciye yöneltilmesi gerektiği Yargıtay'ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının müteveffa sigortalı olan eşi adına 11/01/1969 tarihli işe giriş bildirgesinin dava dışı , ünvanlı işyerince düzenlenmiş olup Kurum kayıtlarına intikal ettiği, müteveffa sigortalıya ait hizmet cetvelinde 11/01/1969-18/03/1972 tarihleri arasında kesintili olarak ve 360 günün altında eksik olarak Kurum'a dava dışı işyerince hizmet bildiriminde bulunulduğu, dava dışı işyerinin 10/11/1968-18/03/1972 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamına alınmış olduğu, yine dava dışı işyerine ait 1969-1972 yılları arası dönem bordrolarının dosyaya sunulduğu, duruşmalarda davacı tanıkları ile ihtilaf konusu dönem bordro tanıklarının dinlenmiş olduğu, davacının ölüm aylığı için 05/08/2013 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; davacının dava dilekçesinde davalı gösterdiği ve davaya karşı devam edilerek karar başlığında adının yazıldığı anlaşılmaktadır. Halbuki müteveffa sigortalıya ait işe giriş bildirgesinin dava dışı ünvanlı işyerince düzenlenerek Kurum'a verildiği ve bu işyerince Kurum'a müteveffa sigortalı adına hizmet bildirimlerinde bulunduğu belirgin iken eldeki davada husumetin yöneltilmeden Mahkemece yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. Yapılacak iş, temsilde hata olduğu kabul edilerek, davacıya taraf haline getirebilmesi için uygun mehil vermek, davalı sıfatıyla savunmasını almak, delillerini toplanmak ve sonucuna göre Mahkemece bir karar vermekten ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı vekili ile davalı bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden iadesine 16.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.