MAHKEMESİ: Ondokuzmayıs Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTARİHİ: 13/03/2008NUMARASI: 2007/109-2008/19Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün, davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava,07.02.2001 tarihinde iş yerinde uğradığı saldırı sonucu ölen işcinin hak sahiplerince açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece 08.10.2007 tarihinde açılan dava zaman aşımı nedeniyle reddedilmiş ise de bu sonuç isabetli değildir.Bu tür iş kazası nedeniyle uğranılan maddi ve manevi tazminat davaları akde aykırı hareketten doğan tazminat davasıdır. Bu davalar B.K’nun 125.maddesine göre 10 yıllık zaman aşımına tabi olup ,dava açıldığı tarihte 10 yıllık zaman aşımı süresi geçmemiş olduğundan davanın zaman aşımı nedeniyle reddi doğru değildir.Dava, nitelikçe Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Bu nedenle bu tür uyuşmazlıklarda, öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası niteliğinde olup olmadığı, hak sahiplerine Kurum tarafından bağlanan peşin sermaye değerinin, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin araştırılıp saptanması gerektiği söz götürmez. Dosyadaki belgelerden olayın SGKB tarafından iş kazası sayılıp sayılmadığı anlaşılamamaktadır.Yapılacak iş, davanın niteliği gözönünde tutularak davacılara olayın iş kazası sayılması ve buna bağlı olarak Kurumdan gelir bağlanması konusunda Kuruma başvurmaları için önel verilmeli Kurum tarafından iş kazası sayılmaması halinde ise, iş veren ve SGK hasım gösterilmek suretiyle tesbit davası açmak için davacılara önel verilerek açılacak dava sonucunun ön sorun kabul edilerek verilen önelin sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 24.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.