MAHKEMESİ: İzmir 8. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 06/12/2007NUMARASI: 2007/166-2007/1010Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı (Alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar vermiştir.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Uyuşmazlık alacaklı tarafından İİK’nun 99 maddesine dayalı olarak açılan 3.kişinin istihkak iddiasının kaldırılması istemine ilişkindir. Dava konusu taşınır mallar 15.02.2007 tarihinde Gazi Bulvarı No:47 Çankaya –İzmir(Necatibey bulvarı No:19/1) adresinde haczedilmiştir. Haciz sırasında hazır bulunan davalı 3.kişi temsilcisi Seyit Karahan burasını boş olarak kiraladıkların borçlu şirket ortakları ile akraba olduklarını ançak borç ve borçlu ile ilgilerinin olmadığını ileri sürerek istihkak iddiasında bulunmuştur.Mahkemece haciz adresinin borçlu Ltd.Ştine ait iken boşaltılması sonucu davalı 3.kişinin faaliyete başladığı ticaret sicil kayıtlarına göre borçlu ile davalı 3.kişi arasında organik bağ bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de varılan sonuç doğru değildir.Haciz adresinde öncesinde borçlu şirketin 17.08.2005 tarihli vergi kaydına dayalı olarak faaliyette bulunduğu taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir.Uyuşmazlık borçlu ile davalı arasındaki ilişkinin iş yeri devri niteliği taşıyıp taşımadığı noktasındadır.Davacı alacaklı ile borçlu arasındaki ticari ilişki 02.01.2006-18.08.2006 tarihleri arasında düzenlenen faturalardan kaynaklanmakta olup takip konusu 01.01.2007 tarihli çek bu ticari ilişki nedeniyle düzenlenerek verilmiştir.Bu durumda borcun doğumu çekin düzenlenme tarihinden çok öncedir.Davalı 3.kişi borcun doğumundan sonra takipten kısa süre önce 19.12.2006 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan ilanla haciz adresine gelmiştir.Haciz adresinin davalı 3.kişi tarafından kiralanmasına ilişkin 01.11.2006 tarihli adi nitelikteki kira sözleşmesini borçlu Ltd.şirket ortağı Hüseyin yıldırım davalı 3.kişi kefili olarak imzalamıştır.Tüm bu işlemler danışıklı iş yeri devrinin açık kanıtıdır.Haciz adresinin borçlu tarafından borcun doğumundan sonra terk edilerek borçlu ortakları ile akrabalık bağı bulunan davalı tarafından işletilmesi danışığa dayalı iş yeri devri niteliğindedir.Davalı 3.kişi borçlunun borca batık halini bilebilecek durumda olup borçlu ile davalı arasındaki bu ilişki, ticari işletme devri niteliğinde bulunduğundan İİK’nun 44 ve Borçlar Kanununun 179. maddelerinin uygulanması gerektiği açıktır. Anılan maddelerde öngörülen koşulların yerine getirildiği iddia ve ispat edilmemiştir. Gerçekten borçlu şirketin devri kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirilerek ilan edildiği ve mal beyanının verildiğine ilişkin dosyada hiçbir kanıt yoktur.Bu durumda; devir alacaklının haklarını etkilemeyeceği gibi, devralan davalıda Borçlar Kanununun 179. maddesi gereği işletmenin borçlarından sorumlu bulunduğundan, davanın reddi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırıdır..O halde, davacı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya (Alacaklı) iadesine, 24.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.