MAHKEMESİ: Erzurum İş MahkemesiTARİHİ: 19/02/2008NUMARASI: 2007/89-2008/25Davacı, alınan kaza sigortasınca bağlanan ve M.A. Adına olan kayıtların kendisine ait olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Davacı, 1970 yılında Almanyaya gittiğini,burada çalıştığı işyerinde iş kazası geçirdiğini ve ayağının kesildiğini,iş kazası geçiren ve ayağı kesilenin kendisi olmasına rağmen yıllardır yazışmaların davacının kardeşi M.A.adına yapıldığını,SSK kayıtları ve Alman kaza Sigortasınca bağlanan gelirlerde M.A.ın adının geçtiğini belirterek, Alman Kaza Sigortasınca bağlanan ve M.A.adına olan kayıtların kendisine ait olduğunun tesbitine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece,davanın kabulü ile, Alman Kaza Sigortasınca bağlanan aylık ve kayıtların D.ve M. olma 18.01.1947 doğumlu davacı İ.A.a ait olduğunun tesbitine,karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden,davalı M.A.a Alman Kaza Sigorta Kurumundan 01.06.1973 tarihinden itibaren kaza aylığı bağlandığı,aylıkların Türk Sosyal Sigortalar Kurumu aracılıyla ödendiği,davacının bu davayı açması nedeniyle davalı Kurumca aylıkların 2007/mayıs ayından itibaren tutulduğu,Kurumca Alman Kaza Sigortası Kurumuna davanın intikal ettirildiği,Alman Kaza Sigortası Kurumunca davalı M.A.’a bağlanan kaza aylığına ilişkin belgenin almanca ve fotokopi olduğu,belgelerin aslının getirtilmediği ve Türkçe tercümesinin yapılmadığı,tanıkların beyanlarında davacının kardeşi olan davalı M.A.’a ait pasaport ve Almanyaya gitmek için yapılan iş başvurusu belgelerini kendi fotoğrafını kullanarak Almanyaya 1969 tarihinde çalışmaya gittiğini, Almanyada iş kazası geçirdiğini, ayağının kesildiğini,davalı M.A.ın öğretmen olduğunu. Almanyaya hiç gitmediğini bildirdikleri,davalı M.A.’ın 31.07.1964 tarihinde öğretmenliğe başladığı,23.10.1969 tarihinde istifa ettiği,09.10.1972 tarihinde açıktan atanarak tekrar öğretmenliğe başladığı,24.02.2000 tarihinde emekli olduğu yargılama sırasında, yurtdışına hiç çıkmadığını, Almanya'da bulunan diğer kardeşinin yanına gitmek için işlem yaptırdığını, orada öğretmenlik yapamayacağını öğrenmesi üzerine gitmekten vazgeçtiğini yerine kardeşinin gittiğini beyan etmiştir.Somut olayda,Alman Sosyal Sigortalar Kurumunun davalı M.A.’a yaptığı aylık ödemeleri için Türk Sosyal Sigortalar Kurumunu aracı kıldığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.Kukusuzdur ki, Alman Sosyal Sigortalar Kurumunun ,Türk Sosyal Sigortalar Kurumundan böyle bir yardımı “Türk Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesine” dayanarak talep etmiştir. Bu nedenle SGK. Başkanlığına husumet yöneltilmesi doğrudur.Öte yandan Mahkemece Alman Sosyal Sigortalar Kurumunca diğer davalı M.A.’a bağlanan aylıkların ve bu aylığın bağlanmasına dair kayıtların davacıya ait olduğu şeklinde Alman Sigortalar Kurumunu bağlayıcı nitelikte karar verilemez. Ancak Almanya da çalışan ve iş kazası geçiren kişinin davacı olduğunun tesbitine karar verebilir ki, verilecek olan bu karar tesbit niteliğinde olacağından ,Federal Alman Sosyal Sigortalar Kurumunu zorlayıcı yönü bulunmadığından bir başka devletin hükümranlık haklarının ihlal edildiğinden söz edilemez.Yapılacak iş; davalı SGK’ca Alman Kaza Sigortası Kurumuna davacının talebi ile ilgili yazılan müzekkere cevabının beklemek,davacının talebinin kabul edilmemesi halinde,davalı M. A. adına Alman Kaza Sigortası Kurumunca bağlanan kaza aylığının dayanak belgelerini ilgili Kurumdan getirtmek, Türkçe tercümesini yaptırmak,bu belgeler ile mahkemeye sunulan pasaport üzerindeki fotoğraf üzerinde ,fotoğrafın davacıya ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırmak, davacı ve davalıyı tam teşekküllü bir Devlet Hastanesine sevk ederek sağlık raporu alıp hangisinin ayağının kesik olduğunu belirlemek, Almanya'da iş kazası geçiren kişinin gerçekten davacı olup olmadığını saptamak, tüm belge ve beyanlar değerlendirilerek varılacak sonuca göre yukarıda açıklanan şekilde Almanya'da çalışan ve iş kazası geçiren kişinin davacı olup olmadığının tespitine karar vermekten ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın hatalı değerlendirme eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.