MAHKEMESİ: Gümüşhane Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ: 18/12/2007NUMARASI: 2006/152-2007/405Davacı, ölüm aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, davacının 2926 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı iken ölen eşinden dolayı, ölüm aylığına hak kazandığının tesbiti istemine ilişkindir Mahkemece istemin reddine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik inceleme ve araştırma sonucu varıldığı ortadadır.Davanın yasal dayanağını oluşturan 1479 Sayılı Yasa’nın 41. maddesindeki 3 tam yıl sigorta primi ödeme koşulunu 04.10.2000 tarihli 619 Sayılı K.H.K. 5 yıla çıkarmış ise de, anılan bu K.H.K.’de Anayasa Mahkemesi’nin 08.08.2001 tarihinde yürürlüğe giren 26.10.2000 tarihli iptal kararı ile yürürlükten kalkmıştır. Ne var ki, 24.07.2003 tarihli 4956 Sayılı Yasa’nın 21.maddesi ile 1479 Sayılı Yasa’nın 41. maddesindeki ölüm aylığı bağlanabilmesi için gerekli sigorta primi ödeme süresi 5 yıla çıkarılmıştır. Yine aynı yasanın 57/b maddesinde ölüm aylığına ilişkin bu değişikliğin 619 Sayılı K.H.K.’nin yürürlükten kalkma tarihi olan 08.08.2001 tarihinden itibaren geçerli olacağı belirtilmiştir. Ancak, 1479 Sayılı Yasa’nın 4956 Sayılı Yasa ile değişik 41.maddesinin (a) bendinin yürürlüğe giriş maddesi olan 4956 Sayılı Yasa’nın 57/b maddesinin iptali için 11.03.2004 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne iptal başvurusunda bulunulmuş, Anayasa Mahkemesi’nin 23.05.2005 tarihinde yürürlüğe giren 24.06.2004 gün ve E:2004/18, K:2004/89 Sayılı Kararı ile 4956 Sayılı Yasa’nın 57. maddesinin (b) bendinin, 1479 Sayılı Yasa’nın 41. maddesinin birinci fıkrasının 4956 Sayılı Yasa’nın 21. maddesi ile değiştirilen (a) bendi yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş bu karar 02.07.2005 tarih ve 5389 sayılı Yasa’nın 4.maddesi ile 4956 sayılı Yasa’nın 57.maddesinin (a) bendine “1479 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin ikinci fıkrası, 19,” ibaresinden sonra gelmek üzere “21” ibaresi eklenmiş ve aynı Yasa’nın 5/b maddesi uyarınca 4.maddesinin 2.8.2003 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 32/2-a Maddesinde; “En az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş, durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde ölüm aylığı bağlanır. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların hak sahiplerine aylık bağlanabilmesi için ölen sigortalının genel sağlık sigortası primi dahil kendi sigortalılığından dolayı prim ve prime ilişkin her türlü borcunun olmaması veya ödenmesi şarttır” hükmü getirilmiştir.Somut olayda, davacı murisinin 2926 sayılı Yasaya göre, 01.10.1988-10.02.1990 tarihleri arasında 1 yıl 4 ay 9 gün,506 sayılı Yasaya göre,01.03.1982-03.09.1988 arasında 109 gün sigortalı olduğu,28.12.2005 tarihinde askerlik borçlanması karşılığı 525.00TL Kuruma yatırdığı,Kurumca mahkemeye verilen 01.12.2006 tarihli müzekkere cevabında davacının 599 gün askerlik süresini borçlandığının bildirildiği, hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda davacının borçlandığı askerlik süresinin 10 ay 18 gün olarak hesaplandığı anlaşılmaktadır. Muris, 10.02.1990 tarihinde öldüğüne göre, mirasçının ölüm aylığı istemi 3 tam yıl sigorta primi ödeme koşuluna göre değerlendirilmeldir. Hal böyle olunca ,davacı murisinin 3 tam yıl prim ödeme koşulunu yerine getirdiği takdirde ölüm aylığına hak kazandığına karar verilmesi gerekirken,davacının murisi adına yaptığı askerlik borçlanma süresini davalı Kurumdan yeniden sorarak,askerlik borçlanması için yatırılan 525.00 TL nin kaç günlük askerlik borçlanmasına karşılık geldiği araştırılmadan eksik bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 23.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.