MAHKEMESİ: Edirne İş MahkemesiTARİHİ: 21/03/2008NUMARASI: 2006/696-2008/89Davacı,davalı işveren nezdinde 1.7.1993-12.12.2006 tarihleri arası çalıştığının tesptine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi davalı Y.Gıda Tar.San.Tic.Ltd.Şti vekilince duruşma talep etmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davacının tüm, davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Dava davacının davalı işyerinde 01.07.1993-12.12.2006 tarihleri arasında çalıştığının tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece,davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı şirkete ait işyerinde; 01.07.1994-10.12.2006 tarihleri arasında;1994 yılında; Temmuz ayında 30 gün, Ağustos ayında 30 gün, Eylül ayında 30 gün, Ekim ayında 30 gün, Kasım ayında 30 gün, Aralık ayında 30 gün süre ile;1994-2005 yılları arasında; her yılın Nisan ayında 30 gün, Mayıs ayında 30 gün, Haziran ayında 30 gün, Temmuz ayında 30 gün, Ağustos ayında 30 gün, Eylül ayında 30 gün, Ekim ayında 30 gün, Kasım ayında 30 gün, Aralık ayında 30 gün süre ile;2006 yılı Nisan ayında 30 gün, Mayıs ayında 30 gün, Haziran ayında 30 gün, Temmuz ayında 30 gün, Ağustos ayında 30 gün, Eylül ayında 30 gün, Ekim ayında 30 gün, Kasım ayında 30 gün, Aralık ayında 10 gün süre ile asgari ücret üzerinden sigortasız olarak çalıştığının tespitine, karar verilmiştir.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79. maddesi bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı işverence davacı adına işe giriş bildirgesi verilmediği, davalıya ait 5827 sicil nolu işyerinin 15.05.2003 tarihinde, 40874 sicil nolu işyerinin 01.01.1997 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı,1997/1-2006/12. ay arasına ait Kuruma verilen dönem bordrolarının getirtildiği,Kurum Müfettişince inceleme yapıldığı,raporda, davacının davalıya ait işyerinde hizmet akdine dayalı olarak çalıştığının kabul edilmesi gerektiğinin bildirildiği, davacının Müfettişe verdiği ifadesinde,davalı işyerinde 1994 aralık ayı ile iş kazası tarihinden iki ay sonrasına kadar askerlikte geçen 2000-2002 tarihleri arasındaki süre hariç kesintisiz çalıştığını belirttiği,mahkemece davacının askerlik süresinin araştırılmadığı,dinlenen bordro tanıklarının davacının davalı işyerinde 1-2 yıl çalıştığını beyan ettikleri ,hizmetin başlangıç ve bitiş tarihlerini belirtmedikleri,diğer tanıkların komşu işyeri tanığı olup olmadıkları konusunda mahkemece araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.Somut olayda mahkemece davacının çalışmalarının mevsimlik çalışma olduğunun kabulü doğru ise de, dinlenen bordro tanıklarının davacının davalı işyerinde 1-2 yıl çalıştığını beyan ettikleri,hizmetin başlangıç ve bitim tarihlerini belirtmedikleri,diğer tanıkların yukarıda belirlenmiş şekilde resmi kayıtlara geçmiş ve davacı ile aynı dönem çalışmış komşu işyeri çalışanları olduğu gösteren kayıtları getirtilmediği,davacının askerlik süresinin araştırılarak askerlik süresi döneminin dışlanmadığı,davacının Kurum müfettişine verdiği ifadesinde davalı işyerinde 1994 yılı aralık ayında çalıştığını beyan etmesine rağmen mahkemece davacının davalı işyerinde 01.07.1994 tarihinde çalışmaya başladığının tesbitine karar verildiği eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Yapılacak iş;davacının askerlik yaptığı dönemleri ilgili, Askerlik Şubesinden sorularak askerlik yapılan süre davacının talep ettiği süre içinde ise bu süreyi dışlamak,dinlenen bordro tanıklarını yeniden dinleyerek,davacının davalı işyerinde hangi tarihler arasında çalıştığını sormak, bordro tanıkları haricinde dinlenen tanıkların komşu işyeri tanığı olup olmadıkları hakkında resen araştırma yapmak,komşu işyeri tanığı olduklarının tesbiti halinde tanıkları yeniden dinleyerek davacının çalıştığını beyan ettikleri süreleri tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde açıklatmak, bordro tanıkları ve komşu işyeri tanığı olduğu tesbit edilen diğer tanıkların çalışma sürelerinin talep edilen dönemin tümünü kapsamadığı veya yeterli olmadığı tesbit edilirse,davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek ilgili SGK İl Müdürlüğünden gerekirse zabıtaca komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlar tesbit edilip beyanlarına başvurmak ve davacının Kurum müfettişine verdiği beyanının davacıyı bağlayacağı kabul edilerek,ifadesinde belirttiği süreleri de aşmayacak şekilde sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davalı Y.Gıda Tar.San.Tic.'e iadesine,aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine 23.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.