Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4276 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 12703 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ : Ankara 14. İş MahkemesiTARİHİ : 08/05/2008NUMARASI : 2005/713-2008/299Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, iş kazası sonucu hayatını kaybeden sigortalının yakınlarının maddi ve manevi zararlarının tazmini istemine ilişkindir.Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388.maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.Aynı kural HUMK.nun 389.maddesinde de tekrarlanmış; HUMK.nun 381.maddesinde ise “Kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur” hükmüne yer verilmiştir. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar ve hükmün hedefine ulaşması engellenir. Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Nitekim, Yargıtay'ın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulu'nun 19.6.1991 gün 323/391 sayılı;10.9.1991 gün 281-415 sayılı; 25.9.1991 gün 355-440 sayılı; 05.12.2007 gün ve 2007/3-981/936 sayılı; 23.01.2008 gün ve 2008/14-29/4 sayılı, 11.02.2009 gün ve 2009/10-53/61 sayılı, kararları). Mahkemece istemin kısmen kabulü ile davalılardan Kanada Büyükelçiliği hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verildiği halde hüküm fıkrasının 7.bendinde takdir edilen manevi tazminattan 3 nolu davalı olan Kanada Büyükelçiliğinin de müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına şeklinde çelişkili karar verilmesi ayrıca hüküm fıkrasında davalı olan gerçek veya tüzel kişilerin adlarının açıkca yazılması gerekirken davalıların adları yazılmayarak l,2,3,4 nolu davalılar şeklinde gösterilmek suretiyle infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasa'ya aykırı olup bozma nedenidir.O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre, tarafların öteki temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 23.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.