Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4252 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 20619 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: Ordu 1. Asliye Hukuk(İş) MahkemesiTARİHİ: 20/07/2006NUMARASI: 245-684Davacı, 01.10.1990-01.03.1999 tarihleri arasında S.S.K. ile çakışan hizmetleri dışında kalan sürelerde tarım Bağ-kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlerle davalı kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı 01.10.1990-01.03.1999 tarihleri arasında SSK’lı çalışmalarının dışında 2926 sayılı Yasaya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitini istemiştir Mahkemece, davacının 01.10.1990-01.03.1999 tarihleri arasında çakışan SSK’lı hizmetlerinin dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan p.e. İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Ş. Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır. Gerçekten Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasanın 36 ve 10.maddesindeki şartlarında gerçekleşmesi halinde 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve SSK’lı çalışmanın sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, doğrudan prim yatırılması veya aynı yasanın 36.maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Yapılan incelemede davacının Ziraat Odası ve Fındık Tarım Satış Kooperatifi kaydının araştırılmadığı, Tarım Kredi Kooperatifi kaydının olmadığı, üzerine kayıtlı 2143 m²zirai arazisinin bulunduğu, Ziraat Bankası’ndan kredi almadığı, davacının sattığı ürün bedelinden prim kesintisi yapıldığına ilişkin bir belgenin dosyada bulunmadığı, 17.09.1992-01.02.2006 tarihleri arasında kesintili olarak S.S:K.'na tabi sigortalı olduğu, çalışmalarının bir kısmı kısa süreli ise de 01.06.1996-27.03.1998 tarihleri arasındaki çalışması uzun süreli olup blok çalışma niteliğinde olduğu 01.10.1990 tarihinde tarım Bağ-Kur’a kayıt ve tescil edilip Kurum’ca SSK’lı çalışmaları nedeniyle 16.09.1992 tarihinde terkin edildiği görülmektedir. Davalı Kurumca davacı tescil tarihi olan 01.10.1990 tarihinden SSK’lı çalışmaları nedeniyle kaydının terkin edildiği 16.09.1992 tarihleri arasındaki dönem de 2926 sayılı Yasaya tabi sigortalı olarak kabul edilmekle ve bu dönemle ilgili tesbit kararı verilmesinde hukuki yarar bulunmadığı halde bu döneme ilişkin istem hakkında tesbit kararı verilmiş olması, ayrıca terkin sonrası prim kesintisinin bulunmadığı ve tarımsal faaliyet kanıtlanamadığı halde 16.09.1992-01.03.1999 tarihleri arasındaki döneme ilişkin istemin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Yapılacak iş; davacıya ihtilaf konusu olan 16.09.1992-01.03.1999 tarihleri arasındaki dönemde ürün satışı yaptığı kişi, kurum ve kuruluşları açıklattırmak bu kişi, kurum ve kuruluşlardan ürün bedelinden prim kesintisi yapılıp yapılmadığını sormak, yapılmış ise belgelerini getirtmek, Ziraat Odası ve Fındık Tarım Satış Kooperatifi ile başkaca zirai amaçlı kooperatiflerde kaydının bulunup bulunmadığının araştırılarak, bulunması halinde kayıt tarihlerini gösteren belgeleri getirtmek ve tüm deliller bir arada değerlendirilerek sonuca gitmektir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.