Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4217 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 6985 - Esas Yıl 2007





Davacı, ödeme emirlerinin iptali ile borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi M.A.... Ç...... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A RDavacı Şirket kendilerine ait fabrika işyeri ile eklentilerinin temizlik işlerinin yapılması için sözleşme imzaladıkları A. A.Temizlik Hizmetleri ve Malzemeleri Limitet Şirketinin prim ve diğer borçlarından dolayı Kuruma borçlu olmadıklarının tesbiti ile haklarında çıkarılan ödeme emirlerinin iptalini istemiştir.Mahkemece, yasal gerekenlerle istemin kabulü ile ödeme emirlerinin iptaline karar vermiştir.506 sayılı Yasa'nın 87. maddesinde, sigortalılar üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bununla sözleşme yapmış olsalar bile, bu kanunun işverene yüklediği ödevlerden dolayı aracı olan üçüncü kişi ile birlikte asıl işverenin de sorumlu olacağı açıkça belirtilmiş olup, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran üçüncü kişinin de aracı olduğu ifade edilmiştir.Davacı şirket ile taşeron şirket arasında imzalanan sözleşmeye göre davacı şirkete ait işyerinde taşeron tarafından üstlenilen temizlik işlerinin işyerinin tamamını kapsadığı, günlük ve haftalık temizlik hizmetlerinin tamamıyla davacı şirketçe belirlendiği, taşeron personelinin yemek, soyunma ve servis hizmetlerinin de şirketçe karşılanacağının öngörüldüğü bu durumda işin tümüyle bağımsız bir şekilde yürütülmesi için devrinin söz konusu olmadığı dolayısıyla anahtar teslimi bir sözleşmenin bulunmadığı ortadadır.Davacı şirketin iş alanı ile taşeron şirketin iş alanlarının farklı olduklarından yola çıkılarak, aralarındaki sözleşme hükümleri irdelenmeksizin 506 sayılı Yasa'nın 87. maddesi göz ardı edilerek sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.3.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.