MAHKEMESİ : Zonguldak 1. İş MahkemesiTARİHİ : 19/02/2008NUMARASI : 2007/831-2008/68Davacılar, murisinin meslek hastalığı sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme bozma üzerine ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, davacıların murisinin meslek hastalığı sonucu öldüğü iddiasına dayalı manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen 27.2.2007 tarihli karar Dairemizin 30.4.2007 tarihli kararı ile YSK raporu ile Tıbbı Konsey raporu arasında çelişki bulunduğundan Adli Tıp Kurumundan rapor alınması, Sosyal Güvenlik Kurumunca davacıların murisinin ölümünün meslek hastalığına bağlı bulunduğu kabul edilerek davacılara meslek hastalığı sigorta kolundan ölüm geliri bağlandığı, bu dava sonucunda verilen kararın Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının da hak alanının ilgilendirdiği bu nedenle Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının yöntemince davaya katılımının sağlanarak kurumun savunmasının alınıp delilleri toplandıktan sonra bir karar verilmesi gerekçesiyle bozulmuştur.Mahkemece bozma kararına uyulmasına karar verilmesine rağmen bozma kararı gereği yerine getirilmeksizin SGK Başkanlığının davaya katılımı sağlanmaksızın davacıların murislerinin ölümünün meslek hastalığına bağlı olmadığının kabulüyle davanın reddine karar verilmiştir. Öncelikle belirtilmelidir ki;9.5.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonucunda mahkeme yönünden o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine bozma kararında açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar. Bu hukuki olgular “usuli kazanılmış hak” olarak adlandırılır. Yargıtay HGK’nun 2008/10-730 E., 2008/732 K., 3.12.2008 T., 1980/2-1232 E., 1983/179K., 25.2.1983 T., 1995/9892E., 1995/1162 k., 27.12.1995 T.Öte yandan hükümler davayı esastan çözümleyen (halleden) uyuşmazlığı sona erdiren nihai kararlardır. Başka bir deyişle, hükümler davanın esası hakkında verilen nihai kararlardır. Hüküm ile taraflar arasındaki uyuşmazlık esastan sona erer ve hüküm kesinleşince, artık o uyuşmazlık (dava konusu) hakkında, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak yeni bir dava açılamaz.Ayrıca taraflar arasındaki uyuşmazlık (çekişme) bir dava ile mahkeme önüne getirildikten sonra, artık kamu yararı alanına girmiş demektir. Uyuşmazlığın çabuk, basit ve ucuz biçimde çözümlenmesinde, tarafların olduğu kadar toplumun (kamunun) da yararı vardır. Bu husus bir Anayasa ilkesidir. Bu ilke ışığında hakim önüne gelen ihtilafı bütünüyle çözümlemeli, usul ekonomisini gözeterek aynı uyuşmazlık nedeniyle yeni bir dava açılmasına sebebiyet vermemelidir.Somut olayda Sosyal Güvenlik Kurumunca davacılara meslek hastalığı sigorta kolundan gelir bağlandığından ve bu davada taraf olmadığından verilen karar SGK Başkanlığını bağlamayacağından bu Kurum tarafından davacılara bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri bu davanın davalısı işveren TTK Genel Müdürlüğünden istenecek TTK Genel Müdürlüğü sigortalının ölümünün meslek hastalığına bağlı bulunmadığının tespiti için SGK Başkanlığına karşı yeni bir “tespit davası” açmak zorunda kalacak, burada ödeme reddedildiğinden SGK Başkanlığı da TTK Genel Müdürlüğüne karşı bir “alacak davası” açmak durumunda kalacaktır. Yine SGK Başkanlığının davacılara ölüm geliri bağlamış olması nedeniyle gelirin ödenip ödenmeyeceği konusunda davacılarla SGK Başkanlığı arasında ihtilaf doğacak ve bu ihtilaf yeni davalar açılmasına sebebiyet verecek yargının iş yükü artacaktır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında yapılacak iş; bozma kararı gereği yerine getirilerek SGK Başkanlığının yöntemince davaya katılımının sağlanması için davacıya önel vermek, bu Kurumun savunması alınarak bildireceği deliller toplanarak çıkacak sonuca göre bir karar vermelidir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin ve bozma kararına uyulmasına karar verildiği halde bozma kararının gerekleri yerine getirilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, 23.3.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.