MAHKEMESİ : Çorlu İş MahkemesiTARİHİ : 31/12/2007NUMARASI : 2006/774-2007/730719Davacı, murisinin iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan, sair temyiz itirazlarının reddine.2-Dava, iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Aynı olayla ilgili olarak hak sahipleri yararına maddi ve manevi tazminata karar verilen Çorlu Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.12.1999 gün ve 1996/774E, 1999/1120K sayılı ilamın icraya konulması üzerine 22.06.2000 tarihinde infaz edildiği, icraya konulan ilamın temyiz incelemesi sonunda bozulduğu ve 25.09.2006 gün ve 2005/309E, 2006/253K sayılı kararla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek suretiyle sonuçlandırıldığı, uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık icra yoluyla tahsil edilen miktarların sonradan açılan davada en son hesaplanan tazminattan hangi kıstaslar nazara alınarak indirileceği konusunda toplanmaktadır. Kural olarak işçiye yapılmış ödemenin bu miktar ile sınırlı olmak üzere bağlayıcılığı asıldır. Gerçek anlamda ödemeden söz edebilmek için tazmin edilecek miktar ile buna karşılık alınan meblağ arasında açık oransızlığın bulunmaması koşuldur. Başka bir anlatımla, ödemenin yapıldığı tarihteki verilerle hesaplanan tazminat ile ödenen miktar arasında açık oransızlığın bulunduğu durumlarda, yapılan ödeme makbuz niteliğinde kabul edilebilir. Bu durumun, ödemenin yapıldığı tarih göz önünde tutularak davacıların gerçek zararının uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanması suretiyle belirleneceği hukuksal gerçeği ortadadır. Oysa yukarıda açıklandığı biçimde inceleme ve araştırma yapılmadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.Yapılacak iş; ödemenin yapıldığı tarihteki veriler esas alınarak icra yoluyla maddi tazminatları tahsil edilen hak sahiplerinin gerçek zararını saptamak, böylece tazmin edilecek miktar ile buna karşılık alınan meblağ arasında açık oransızlığın bulunup bulunmadığını denetlemek, Açık oransızlığın bulunmadığının tespiti halinde davacıların maddi tazminat talebinin reddine karar vermek, açık oransızlığın bulunması durumunda ise ödemeler “kısmi ifayı içeren makbuz” niteliğinde kabul edilerek, yapılan ödemenin; hak sahiplerinin ödeme tarihindeki, gerçek zararını hangi oranda karşıladığını saptamak; hak sahiplerinden icra yoluyla maddi tazminatlarını alan B.İ.ile M.İ.in son verilere göre hesaplanan tazminat miktarlarından, yasal indirimler yapılmak suretiyle belirlenecek gerçek zararlarından, ödeme tarihindeki zararın karşılanma oranında indirim yapmak daha sonra kalan miktara hükmetmek gerekir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 17.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.