Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 10.9.1992-Nisan 2003 tarihleri arası çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacının aşağı bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.3-Davacı davalı işyerinde 10.09.1992-30.2003 tarihleri arasında sürekli çalıştığı halde hizmetlerinin eksik bildirildiğini ileri sürerek eksik bildirilen hizmetlerinin tesbitini istemiştir.Mahkemece davacının çalışmalarının gerçeğe uygun olarak bildirildiği gerekçesi ile davanın tümden reddine karar verilmiş ise de bu sonuç dosya içerisindeki bilgi ve belgelere uygun değildir.Gerçekten davacının 15.09.1992 tarihinden itibaren hizmetleri kuruma bazı dönemlerde tam ve bazı dönemlerde de eksik olarak bildirilmiştir.Davalı işverenin ibraz ettiği ücret bordroları kısmi bildirimleri doğrulamakta ise de bordrolar davacının imzasını taşımamaktadır. Dairemizin giderek Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre imzalı ücret bordrolarının bulunmaması halinde çalışmanın kesintili olmadığı tanık sözleri ile kanıtlanabilir. Mahkemece bilgisine başvurulan davacı ve davalı tanıkları 2000 yılı hariç sürekli çalışmayı doğrulamışlardır. Tanıklardan bazıları da işverenin Kuruma verdiği dönem bordrolarında ismi bulunan tanıklardır. Mahkemenin, 1993/2,3-1994/1,2,3 ve 2002/2. dönemlerinde eksik bildirilen hizmetlerin tesbitine karar vermesi gerekirken yazılı şekilde davanın tümden reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17.04.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.