Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3820 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 3749 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ : Üsküdar 1. İş MahkemesiTARİHİ : 27/12/2007NUMARASI : 2004/1019-2007/1013Davacı iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, kararın dayandığı gerektirici sebeplere göre davalılar ve davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,Dava, davacının iş kazası sonucu yaralanarak malül kalması nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının ve hak sahiplerinin maddi tazminat alacağının hesaplanmasında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Öte yandan, gerçek ücretin ise, işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden , davacının izolasyon işçisi olduğu, dava dilekçesinde 300YTL ücretle çalıştığını ileri sürdüğü, asgari ücrete uygun olarak düzenlenen bordrolardaki imzaların kendisine ait olmadığını ileri sürdüğü, bu itirazına rağmen mahkemece bordrolardaki imzanın davacıya ait olup olmadığı hususunda araştırma yapılmadığı, davacının manevi tazminat talebinde davalıların %100 kusurlarına dayanarak dava açtığı anlaşılmış olup, Mahkemece davacının imza itirazı konusunda araştırma yapmaksızın ve davacının kendisi de kusurlu olduğu halde davalıların %100 kusurlu olduklarını ileri sürerek manevi tazminat davası açtığından, hükmolunan manevi tazminattan 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre talep edilen miktardan bir miktar indirim yapılmak suretiyle manevi tazminatın belirlenmesi gerekirken isteğin aynen hüküm altına alınmış olması doğru değildir.Yapılacak iş, ücret bordrolarındaki imzaların davacıya ait olup olmadığının bilikişi marifetiyle usulunce araştırılması, imzaların davacıya ait olduğunun anlaşılması halinde yeniden yaptırılacak bilirkişi hesabında bu ücretin esas alınması, imza davacıya ait değilse mahkemece, İstanbul Ticaret Odasınca verilen cevapta emsal ücretin asgari ücretin 2,5 katı olduğu bildirilmiş isede davacının dava dilekçesindeki açıklaması kendisini bağlayıcı olması nedeniyle aylık 300.00YTL net ücret üzerinden hesap yaptırmak ve bundan sonra davacı alacağını belirlemek, ayrıca davacı dava dilekçesinde işverenlerin %100 kusurlu olduklarını ileri sürerek dava açtığından, hükmolunacak manevi tazminattan uygun bir miktarı indirmek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidirMahkemece yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının ve davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususlarınincelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 10.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.