Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3814 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 161 - Esas Yıl 2007





Mahkemesi : Yozgat 1.Asliye Hukuk ( İş) MahkemesiTarih : 09.11.2006No : 237-1263 Davacı, 01.08.1998-01.01.2006 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Dava, 01.08.1998-01.01.2006 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa’ya göre tarım Bağ-Kur sigortalılığının tesbiti istemine ilişkindir.Mahkeme istemin kabulüne karar vermiştir.Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım kredi ve tarım satış kooperatifleri ile birliklerinin kanununa göre kurulan p. e.İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Ş. Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır. Somut olayda; davacının Ziraat Odası kaydının 28.12.2005 tarihinden itibaren başladığı, Tapu Sicil Müdürlüğü yazısına göre tarım arazisinin bulunmadığı, Z. Bankası'ndan kredi kullanmadığı, kooparetif kayıtlarının sorulmadığı, sattığı ürün bedelinden 26.07.1998 ve 19.07.2004 tarihlerinde prim kesintilerinin yapıldığı görülmüştür. Mahkemece, kesintinin bulunduğu yıllar itibariyle 01.08.1998-31.12.1998 ve 01.08.2004-31.12.2004 tarihleri arasındaki süreler yönünden verilen karar doğru ise de prim kesintisinin bulunmadığı 1999,2000,2001,2002,20003 ve 2005 yılları yönünden 2926 sayılı Yasa'nın 10. maddesinde belirtilen kayıtların bulunmadığı ve tarımsal faaliyeti bu madde kapsamında kanıtlanamadığı halde bu yılların soyut tanık beyanı, muhtarlık yazısı ve zabıta araştırmasına dayalı olarak kabulü isabetsiz olduğu gibi tanık olarak dinlenen muhtarın beyanı nazara alındığında davacının tarımsal faaliyetinin sürekli olmadığı kanaati de hasıl olmaktadır.Davacının tarım ile ilgili kooperatif kayıtları da araştırılıp, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak sonuca gitmek gerekirken bu olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve değerlendirme sonucu hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.