Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 379 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 11353 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, davalılardan işverene ait işyerinde sigortalılık başlangıç tarihinin 15/09/1988 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 15.09.1988 olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına karşı “uyma” kararı verilmek suretiyle yapılan yargılama neticesinde, davanın reddine karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/8. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; 01.05.1971 doğumlu davacının 15.09.1988 tarihinde 138410161303 sicil numaralı oto kaporta boya işyerinde çalışmaya başladığına dair 14.10.1988 tarihinde Kuruma intikal eden bildirge üzerinde ...-Çıraklık Eğitim Merkezi kaşesi bulunduğu,mahkemece dinlenen davacı tanıklarının ve işverenin davacının üretime yönelik olarak çalıştığını beyan ettiği,Kurumun 07.01.2016 tarihli yazısında ... adına işyeri tescil kaydına rastlanmadığının bildirildiği,ancak işe giriş bildirgesi üzerinde yazılı 138410161303512 sicil numaralı işyerinin kim adına tescilli olduğunun sorulmadığı, yine ...Sitesi Belediye Blokları No:30 adresinde kurulu ... adına tescilli işyeri bulunup bulunmadığının sorulmadığı,davacının çalıştığının iddia ettiği eski sanayi sitesindeki işyerinde davacının çalışması ile ilgili bilgi sahibi olabilecek işyeri sahipleri veya kayıtlı çalışanların araştırılmadığı anlaşılmaktadır. Somut olayda; Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Ancak bozmaya uyulduğu halde, bozma gereği yerine getirilmemiştir. 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan Mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Uyulmasına karar verilen bozma ilamında açıkça''davacıya verilen sigorta sicil numarasının hangi yılın serilerinden olduğunu kurumdan sormak,ilgili işyerine ait Kurum sicil dosyasını getirtmek ,bordro tanıklarını ve komşu işyeri tanıklarını dinleyerek çalışmanın niteliği,alınan ücret ile gerçek bir çalışma olup olmadığı,davacının işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıp katılmadığı,meslek ve sanat eğitiminin arka planda olup olmadığını araştırarak karar vermek'' gerektiği belirtilmesine rağmen bu araştırmalar yapılmadan karar verilmiş olması hatalıdır. Yapılacak iş;138410161303512 sicil numaralı işyerinin kim adına tescilli olduğunu Kurumdan sorarak bu işyerine ait dönem bordrolarını istemek,bordro tanıklarını tespit ederek dinlemek,hem ... sanayi Sitesi No:30 Tosya-Kastamonu adresinde hem de...Mah.Ziyaret Sok.No:10 ...Sanayi Sitesi adresinde ,SGK ilgili il müdürlüğünden, zabıta, vergi dairesi ve ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu iş yeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği işyerinde üretimle ilgili çalışmalara fiilen katılıp katılmadığı,çalışmanın eğitim nitelikli olup olmadığı ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10 maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma neticesi yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.