MAHKEMESİ: Tekirdağ İş MahkemesiTARİHİ: 11/12/2007NUMARASI: 2005/259-2007/446Davacı, maluliyet başlangıcının l2.4.2007 olduğunun ve maliyet oranının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava davacı sigortalının , malul kaldığının tesbiti istemine ilişkindir Mahkemece davacının 2/3 oranında çalışma gücünün yitirdiği ve maluliyet başlangıcının 12.04.2007 tarihi olduğunun tespitine karar vermiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı hakkında düzenlenen 14.9.2004 tarihli SSK Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi raporunda davacıda bipolar affektif bozukluk( manik atak ) bulunduğu, Tekirdağ Devlet Hastanesinin özürlüler için düzenlediği raporda davacının %65 oranında çalışma gücünü kaybettiği,12.7.2007 tarihli İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Özel Dal Kurul Raporunda davacının şizofren olduğu, çalışamaz durumda bulunduğu ve başkasının bakımına muhtaç olduğunun bildirildiği, Yüksek Sağlık Kurulu’nun da 5.10.2007 tarihli raporunda davacının çalışma gücünün 2/3 nü kaybettiği ve maluliyet başlangıcının İstanbul Tıp Fakültesinin rapor tarihi olan 12.7.2007 tarihi olduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır.Dava ehliyeti,kişinin kendisinin veya yetkili kılacağı bir temsilci vekil aracılığı ile bir davayı takip etme ve usuli işlemlerini yapabilme ehliyetidir.Dava ehliyeti dava şartlarından olup davaya bakan hakim tarafından kendiliğinden gözönünde tutulması gerekir.. Temyiz kudretinden yoksun olan kişilerin medeni hakları kullanma ehliyeti ve dava ehliyeti yoktur.Temyiz kudreti olmayan kişiler taraf bulundukları davalarda kanuni temsilcileri tarafından temsil edilirler. Nitekim Medeni Kanun'un 405. maddesinde, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her erginin kısıtlanacağı ve görevlerini yaparlarken vesayet altına alınmayı gerekli kılan bir durumun varlığını öğrenen idari makamların, noterlerin ve mahkemelerin bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorunda oldukları hüküm altına alınmıştır.Dosyadaki sağlık kurul raporlarından davacının çalışamayacak ve başkasının bakımına muhtaç olacak derecede şizofren hastası olduğu ve çalışma gücünün 2/3’ünü yitirdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda artık davacının haklarını gözetemeyecek derecede hasta olduğunun anlaşılmasına, hakkında alınan kararları, yapılan işlemleri ve sağlanan hakları anlayamayacağı, özellikle davanın sosyal güvenliğe yönelik olması da göz önünde tutularak Medeni Kanunun 405. maddesi ve H.U.M.K.'nun 42. maddesi gereğince kendisine vasi veya kayyım tayini sağlanması için gerekeli işlemler yapıldıktan sonra davanın sonuçlandırılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidirMahkemece yapılacak iş; sulh hukuk mahkemesine davacıya vasi tayini konusunda gerekli işlemleri yapmak için ihbarda bulunmak ve vasi atanması durumunda atanan vasinin ilgili mahkemeden alacağı husumet izin belgesiyle davayı takip etmesi sağlandıktan sonra tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermektir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 12.3.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.