Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 372 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21303 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : İstanbul 5. İş MahkemesiTARİHİ : 05/12/2013NUMARASI : 2007/419-2013/743Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılardan K.. A.. İle C.. A... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.K A R A R1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalılar K.. A.. ile C....İç ve Dış Tic. Soğutma Sis. A.Ş. vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava; 27.04.2004 tarihindeki iş kazasında yaşamını yitiren sigortalının hak sahibi olan eş, anne, ve kardeşinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.Mahkemece, davalı F....Operasyonel Taşıt Kiralama ve Turizm A.Ş. (Eski Ünvanı: D.... O....Taşıt Kiralama ve Turizm Tic. A.Ş) aleyhine açılan davaların olayda kusuru bulunmaması gerekçesi ile reddine, davacı eş E.. K.. için 324.576,88 TL maddi tazminatın ( K.. A.. poliçe limitiyle sorumlu olmak üzere) olay tarihi olan 27.04.2004 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı anne I.. K.. için 49.846,16 TL maddi tazminatın( Davalı K.. A.. poliçe limitiyle sorumlu olmak üzere) olay tarihi olan 27.04.2004 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiz oranıyla birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yine davacı eş E.... ve anne Işıl için ayrı ayrı 25.000,00'erTL manevi, davacı kardeş A... B...için ise 10.000,00TL manevi tazminatın 27.04.2004 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte davalı C....ç ve Dış Tic. Soğutma Sistemleri San A.Ş.'den tahsiline karar verilmiştir.Dosya kapsamından, davacılar yakını V...K...davalı C...İç ve Dış Tic. Soğutma Sistemleri San A.Ş.'de satış sorumlusu olarak çalışırken yine aynı şirket çalışanı H.. U...kullanımındaki ... plakalı araçla işi gereği yaptığı seyahati sırasında tamamen H... U... kusurundan kaynaklanan 27.04.2004 tarihli trafik kazasında yaşamanı yitirdiği, ..... plakalı aracın ruhsat sahibinin davalı F...Operasyonel Taşıt Kiralama ve Turizm A.Ş. olmakla birlikte bu aracın uzun süreliğine(36 ay) davalı C...İç ve Dış Tic. Soğutma Sistemleri San A.Ş.'ye kiralandığı, davalı sigorta şirketinin kazaya karışan ..... plakalı aracın Karayolları Trafik Zorunlu Mali Mesuliyet sigortacısı olduğu, 11.06.2007 tarihinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak kısmi tahsil için açılan davada müddeabihin 08.10.2013 tarihli ıslah ile artırıldığı, aleyhine hüküm kurulan her iki davalının da ıslahen artırılan maddi tazminat kısmı için süresinde zamanaşımı definde bulundukları ve son olarak da davacı anne I.. K..'in ölen eşinden dolayı Kurumdan ölüm aylığı aldığı ve bu nedenle de davaya konu iş kazası sonrasında kendisine iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanmadığı anlaşılmaktadır.A-Öncelikle davacı anne I.. K..'in maddi tazminat istemi bakımından Mahkemenin 05.12.2013 tarihli kararının ele alınması gerekir. Gerçekten destek kavramı hukuki bir ilişkiyi değil fiili bir durumu ifade eder. Ne hısımlığa ve nede yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanmaz. Öte yandan dava nitelikçe iş kazası sonucu ölen sigortalının yakınlarının Kurum tarafından karşılanmayan maddi zararının giderilmesi istemine ilişkindir. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa'nın değişik 24. maddesidir ve bu madde kapsamına göre haksahibinin ölen sigortalının desteğinde kabul edilebilmesi için 2022 sayılı Kanuna göre bağlanan aylık hariç olmak üzere Kurumdan her ne ad altında olursa olsun gelir veya aylık almaması gerekir. Somut olayda ise davacı anne I.. K..'in vefat eden eşinden dolayı Kurumdan ölüm aylığı aldığı ve buna göre de 27.04.2004 tarihli kazada yaşamını yitiren oğlunun desteğinde kabul edilemeyeceği açık olup Mahkemece hatalı değerlendirme ile bu davacının Maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.B-Yine Mahkemenin 05.12.2013 tarihli kararının davalıların temyizlerine konu ettikleri zamanaşımı itirazları bakımından irdelenmesinde; somut olayda aleyhine karar verilen her iki davalının da süresinde zaman aşımı defi'nde bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık bu davalılardan hangisi için hangi zamanaşımı süresinin uygulanacağı ve bunun doğal neticesi olarak da hangi davalı yada davalıların borcunun tamamının veya bir kısmının zamanaşımına uğradığı noktasında toplanmaktadır. Davalı sigorta şirketinin 27.04.2004 tarihli kazaya dair sorumluluğunun kazalı ile bu davalı arasındaki akdi bir münasebetten değil haksız fiilden kaynaklandığı, davalı C....İç ve Dış Tic. Soğutma Sistemleri San A.Ş.'nin sorumluluğunun ise bu davalının işveren şirket olması hasebiyle sözleşmeden kaynaklandığı açıktır. Hal böyle olunca yargılamaya konu kazada davalı işveren şirket bakımından olay ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı B.K'nun 125.maddesine göre 10 yıllık zamanaşımı süresinin, davalı sigorta şirketi bakımından ise haksız fillerde zamanaşımı süresinin düzenlendiği aynı yasanın 60/1 maddesinde belirtilen zararın ve failin öğrenilmesi tarihinden itibaren 1 yıl ve her halde 10 yıllık sürenin uygulanması gerektiği izahtan varestedir. Öte yandan 818 sayılı Borçlar Kanununun 60/2 maddesinde eylem aynı zamanda suç oluşturuyorsa o suç için öngörülen ceza zamanaşımı süresinin uygulanacağı hükmü mevcut olup olayımızda zararlandırıcı sigorta hadisesinin ayrıca suç oluşturduğu hususunda da tartışma bulunmamaktadır. Bu bakımdan dava konusu eylem için olay zamanında geçerli olan TCK. 102/4 maddesinde belirtilen ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerekli olup bu süre 7 yıl 6 ay, sürenin başlangıç tarihi ise TCK. 103. maddesine göre olayın gerçekleştiği tarihtir. Buraya kadar yapılan açıklamalar ışığında davacı anne I.. K..'in yukarıda açıklandığı üzere destekten yoksun kalma tazminatı (maddi tazminat) hakkının bulunmaması da dikkate alınarak davacı eş E....için, davalı sigorta şirketine uygulanması gerekip haksız fiili öğrenmeden başlayan 1 yıllık süre ile uzamış 7 yıl 6 aylık zamanaşımı süresinin ıslahen artırılan maddi tazminat kısmı için fazlasıyla geçirildiği bellidir. O halde Mahkemece hatalı değerlendirme ile davalı sigorta şirketinin ıslahen artırılan maddi tazminat kısmından da sorumluluğunu doğurur şekilde karar verilmesi hatalıdır. Ayrıca davalı K... A... Sigorta A.Ş'nin 11.06.2007 tarihinde açılan dava ile yargılamaya konu trafik-iş kazasından haberdar olup öncesinde temerrüde düşürüldüğüne dair bir kaydın dosyada bulunmadığı gözetildiğinde bu davalı yönünden kararlaştırılan faiz başlangıcının dava tarihi olduğu dikkate alınmaksızın olay tarihinden işleyecek faiz ile sorumlu tutulması da doğru olmamıştır.Davalı işveren C.... İç ve Dış Tic. Soğutma Sistemleri San A.Ş. bakımından ise yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere 10 yıllık zamanaşımı süresi geçerli olduğu için talep olunan alacakların gerek dava gerekse ıslah tarihi itibariye zamanaşımına uğradığından bahsetme imkanı bulunmamaktadır.C- Son olarak Manevi tazminat davaları bakımından yapılan incelemede; 818 sayılı Borçlar Kanununun 47 .maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalı yakınlarına verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez ve yine 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de açıklandığı üzere zarar görenin müterafik kusurunun varlığı halinde bu durumun manevi tazminatın takdirinde göz önünde bulundurulması gerekir.Bu açıklamalar sonrasında somut olayda, ilgililerin kusur oranları, tarafların sosyal ekonomik halleri ile özellikle olay tarihi gözetildiğinde davacı anne I.. K.. ile davacı kardeş A.. Y.. lehine kararlaştırılan manevi tazminatlar ayrı ayrı fazladır.Mahkemece yukarıda maddeler halinde açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.O halde, davalılar K.. A.. ile C...İç ve Dış Tic. Soğutma Sis. A.Ş. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 19/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.