Mahkemesi : Adana 2.İş MahkemesiTarih :26.12 2005No :814-1388Davacı, murisinin iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, kararın dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı M. T.'nin tüm, davacılar G. ve A. T. ile davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine. 2- Dava, davacıların yakınlarının iş kazası sonucu ölümü nedeniyle uğradıkları maddi zararın giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece istemin reddine karar verilmiştir.Uyuşmazlık tazminatın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Tazminatın saptanmasında; zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, bakiye ömrü, işgörebilirlik çağı, işgörmezlik ve karşılık kusur oranları, destek görenlerin gelirden alacakları pay oranları, eşin evlenme olasılığı, Sosyal Sigortalar tarafından bağlanan peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Öte yandan tazminat miktarı; işçinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu yönü ise söz götürmez. Başka bir anlatımla, işçinin günlük net geliri tesbit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilinmeyen dönemdeki kazancının ise; yıllık olarak %10 arttırılıp %10 iskontoya tabi tutulacağı, 60 yaşına kadar (aktif) dönemde, 60 yaşından sonrada bakiye ömrüne kadar (pasif) dönemde elde edeceği kazançların ortalama yöntemine başvurulmadan her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı Yargıtay'ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Mahkemece hükme esas alınan 22.11.2005 tarihli hesap raporunda sigortalının ölüm tarihindeki ücreti asgari ücrete oranlanmak suretiyle ölüm tarihi ile rapor tarihi arasındaki bilinen devre hesabı asgari ücret üzerindeki oran dahilinde artırıma ve saptanan ücret bilinmeyen yıllar itibariyle % 10 artırıma %10 iskontoya tabi tutularak hesaplama yapılmış ve davacılara bağlanan aylıkta ölüm sigortası kolundanda gelir bağlanması sebebiyle pasif dönemde zararları olmadığı gerekçesiyle pasif dönemin hesaplamada nazara alınmadığı görülmektedir.Somut olayda sigortalının davalıya ait işyerinde T.İ.S. kapsamında çalıştığı anlaşılmaktadır. Bilinen dönemde ücretler belli olduğu halde ücreti varsayıma dayalı olarak tesbit eden ve haksahiplerine ölüm sigortasından bağlanan gelirde meslek hastalığı ve iş kazası kolundan alınan primlerin hiç bir etkisi bulunmadığı, tamamen uzun vadede ki sigorta kollarından ödenen primler sonucu aylık bağlandığı gözetilmeksizin pasif dönemi zarar hesabına dahil etmeyen bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Yapılacak iş; davalı işverenden sigortalının ölüm tarihinde ve bu tarihten sonra işyerinde uygulanan T.İ.S.'lerini getirterek pasif dönemde hesaplamada nazara alınmak suretiyle zarar hesabını yeniden yaptırmak ve çıkacak sonuca göre karar vermektir.O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine,10.04.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.