Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 368 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 11450 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, davacının şubat 1999 ile şubat 2004 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 01.02.1981 doğumlu davacı adına davalı işyerinden tespiti istenen dönemde Kuruma bildirilen hizmet bulunmadığı,17.02.2004-31.01.2008 tarihleri arası davalı işverene ait 1035547 sicil numaralı ,01.02.2008 ile 30.11.2008 tarihleri arasında yine davalı işverene ait 1030833 sicil numaralı işyerinden hizmetlerinin bildirildiği,Mahkemenin davanın kabulüne ilişkin 18.01.2012 tarihli kararının Dairemizin 23.05.2013 günlü 2012/5637 E. sayılı ilamı ile dava konusu dönemi kapsar biçimde bordro tanıklarını dinlemek ve komşu işyeri araştırması yapılarak komşu işyeri tanıklarını dinlemek üzere araştırmaya yönelik bozulduğu ,mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gereğinin yerine getirilmediği davalı işyerine ait uyuşmazlık konusu dönem (1999-2004 dönemi) bordrolarının dosyada bulunmadığı,resen bordro tanığı araştırılarak dinlenmediği,komşu işyeri araştırması yapılmadığı,bozmadan sonra dinlenen tanıklardan birinin hizmet cetvelinden bordro tanığı olmadığının anlaşıldığı,diğer tanığın ise komşu işyeri tanığı olduğunu beyan etmesine rağmen dosyada bunu denetlemeye imkan verecek hizmet cetveli veya vergi kaydı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yapılacak iş, ihtilaflı döneme ilişkin olarak hem ... sicil numaralı hem de ... sicil numaralı ... Ltd.Şti işyerlerinin tüm dönem bordrolarını getirterek, dönem bordolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri ayrıntılı şekilde araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ...'ne iadesine 23.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.