Mahkemesi : Diyarbakır İş MahkemesiTarih : 12.08.2005No : 874-480Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı Ö. Yapı Kimya San.ve Tic.Ltd.Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı şirket vekilinin husumete ve kusur oranının dağılımına yönelik temyiz itirazlarının reddine.2- Dava, iş kazası sonucu oluşan maluliyet nedeniyle davacının uğramış olduğu zararın giderilmesi sistemine ilişkindir.Davacıya oluşan zarar nedeniyle 5.566,58 YTL. maddi, 3.000,00 YTL.’de manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir. Ancak dosya içinde mevcut davalı Ö. Limited Şirketi tarafından 19.04.2004 havale tarihli dilekçe ekinde ibraz edilen davacı Kadri Akgül imzalı 22.07.2003 tarihli ibraname dikkate alınmaksızın bu sonuca ulaşıldığı anlaşılmaktadır. Öncelikle davacı taraftan ibranameye karşı diyecekleri sorularak varsa itirazları değerlendirilmeli, 4.000,00 YTL.’lik miktarın neye karşılık alındığı, maddi tazminat olarak mı, manevi tazminat karşılığı mı, yoksa işçilik alacaklarına mı yönelik olduğu belirlenmeli, buna göre tazminatlar yönünden sonuca, gidilmeli, özellikle kazadan sonra yapılan ödemenin davada en son hesaplanan tazminattan hangi kıstaslar nazara alınarak indirileceği konusu üzerinde durulmalıdır. Kural olarak işçiye yapılmış ödemenin bu miktar ile sınırlı olmak üzere bağlayıcılığı asıldır. Gerçek anlamda ödemeden söz edebilmek için tazmin edilecek miktar ile buna karşılık alınan meblağ arasında açık oransızlığın bulunmaması koşuldur. Başka bir anlatımla, ödemenin yapıldığı tarihteki verilerle hesaplanan tazminat ile ödenen miktar arasında açık oransızlığın bulunduğu durumlarda, yapılan ödeme makbuz niteliğinde kabul edilebilir. Bu durumda ödemenin yapıldığı tarih gözönünde tutularak davacının gerçek zararının uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanması suretiyle belirleneceği hukuksal gerçeği ortadadır. Oysa, yukarıda açıklandığı biçimde inceleme ve araştırma yapılmadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.Yapılacak iş; davacıya yapılan 4.000.00 YTL.'lik ödemenin neye karşılık alındığı tesbit edildikten sonra varılacak sonuca göre gerekirse ödemenin yapıldığı tarihteki veriler esas alınarak gerçek zararı saptamak, böylece tazmin edilecek miktar ile buna karşılık alınan meblağ arasında açık oransızlığın bulunup bulunmadığını denetlemek, açık oransızlığın bulunması durumunda ödemeleri “kısmi ifayı içeren makbuz” niteliğinde kabul etmek ve yapılan ödemenin; ödeme tarihindeki, gerçek zararın hangi oranda karşıladığını saptamak; son verilere göre hesaplanan tazminat miktarından, yasal indirimler yapılmak suretiyle belirlenecek gerçek zarardan davalı tarafın; ödeme yapılan tarihe göre; zararını karşılandığı oranda indirim yapmak daha sonra kalan miktara hükmetmek gerekir. Açık oransızlığın bulunmadığının tespiti halinde ise davacının maddi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı şirket vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan Ö. Ltd.Şti.'ye iadesine, 10/04/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.