Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3481 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 22731 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ : Gebze 1. İş MahkemesiTARİHİ : 18/09/2007NUMARASI : 2005/337-2007/549Davacılar, iş kazası sonucu malüliyetten doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen 95.000.00 YTL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan P.Plastik San. Tic. Ltd. Şti.'den alınarak davacılara verilmesine, davalılardan P.San. Tic. Ltd. Şti. hakkında açılan davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesitaraf vekillerince istenilmesi ve davacı vekilince süresi dışında, davalılar vekilince de süresi içinde duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 4.3.2008 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılar vekili Av. İ.E.ile karşı taraf vekili Av.M.E. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,2-Dava 05.08.2004 tarihinde meydana gelen iş kazasında yaralanarak % 30,20 oranında meslekte kazanma gücünü kaybeden sigortalının maddi ve manevi zararları ile aynı olay nedeniyle sigortalının anne, baba ve kardeşlerinin manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece davalılardan P.B.Ö.San.Tic. Ltd. Şti’ne yönelik davanın olayda kusurunun bulunmaması nedeniyle reddine, Davacı H.B.nın maddi zararı sigorta tahsisleri peşin sermaye değeri ile karşılandığından maddi tazminat isteminin reddine, Davacı H.B.ile baba R. ve anne F.B.’nın manevi tazminat istemlerinin tamamen, davacı kardeş H.B.’nın manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüyle davalı P.P.Plas.ve Kağıt San. Tic. Ltd. Şti ‘den tahsiline karar verilmiş ve bu karar süresinde davacılar vekili ile davalı P.Plas Plastik ve Kağıt San. Tic. Ltd. Şti vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davalılar, P.B.Ö.San.Tic. Ltd. Şti ile P.Plas.ve Kağıt San. Tic. Ltd. Şti’nin yaptıkları işin bir bütünlük arz ettiği, ticari merkezlerinin ve ortaklarının aynı olduğu üretimin aynı adreste yapıldığı, aynı adreste her iki şirketten sigortalı gösterilenlerin birlikte üretimde bulundukları, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerle, Hazırlık soruşturması sırasında işyeri yetkililerinin ifadelerinden anlaşılmaktadır. Kazalının davalılardan P.Plas Plastik ve Kağıt San. Tic. Ltd. Şti ‘de işçi olduğuna ilişkin SSK Başkanlığına bildirimde bulunulmuş ise de bu bildirimin kaza tarihinde yapıldığı ve 506 sayılı yasanın 9.maddesine aykırı olduğu bellidir. Öte yandan ilamın infazı sırasında, davacının kaza geçirdiği makinenin davalı P.B.Ö.San.Tic. Ltd. Şti’ne ait olduğunun istihkak iddiası olarak ileri sürüldüğü, davacının temyiz dilekçesine ekli haciz tutanağından anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca da davacının P.fabrikasında ve makineleriyle ployplas için çalıştığının kabulü ile her iki davalının hüküm altına alınan tazminattan birlikte sorumlu tutulmaları gerekirken, davalı P. B.Ö.San. Tic. Ltd. Şti’nin kusurunun bulunmadığına ilişkin kusur bilirkişi raporuna değer verilerek yazıl şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. 2-Uyuşmazlık, davacı H.B.nın 05.08.2004 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu sağ el 2, 3, parmaklarının tamamen 4. parmağının ise üstten iki boğumunun kesilerek % 30,20 iş göremez duruma gelmesi nedeniyle davacılar anne, baba, kardeşlere manevi tazminat verilip verilemeyeceği noktasındadır.Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara uğrayan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle manevi üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler. Ancak cismani zarar kavramına (B.K.46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil ruhsal ve sinirsel bütünlüğünde korunduğu öğretide ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir. Öyleyse bir kişinin cismani zarara uğraması sonucunda, onun (ana, baba, karı, Koca, evlat gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle hukuken korunan ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğü ağır şekilde bozulmuşsa onlarında manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir. Bu durumda olanların zararları ile haksız eylem arasında uygun illiyet bağı mevcut olduğundan yansıma yoluyla değil, doğrudan zarara uğrama söz konusudur. Cismani zararın ağır olduğu hallerde, aksi kanıtlanmadığı sürece, kazalının çok yakınlarının ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğü ağır şekilde bozulduğunun kabulü, hayatın olağan akışı gereğidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.4.1995 gün ve 1995/ 11-122,1995/430 23.9.1987 gün ve E.1987/9-183 K.1987/655 sayılı kararları da aynı esaslara dayanmaktadır. Somut olayda, zararlandırıcı sigorta olayı nedeniyle kazalının 05.08.2004 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu meslekte kazanma gücünü % 30,20 oranında kaybettiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Kazalının bedensel zararının ağır olarak kabulü mümkün olmadığı gibi davacılar anne baba ve kardeşlerde ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüklerinin ağır şekilde bozulduğu iddia ve ispatlanmamıştır.Açıklanan maddi ve hukuki olgular nedeniyle olayda uygun illiyet bağı ve hukuka aykırılık koşulları oluşmadığından davacılardan anne, baba ve kardeşlerin manevi tazminat istemlerinin reddi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırıdır.3-Davacı Hakkı Baltacı yararına hükmolunan manevi tazminatın miktarına yönelik temyizine gelince;Olayın oluş şekline, müterafik kusur oranlarına, husule gelen elem ve ızdırabın derecesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumuna, paranın alım gücüne, özellikle 26.6.1966 gün ve 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararının içeriğine ve öngördüğü koşulların somut olayda; gerçekleşme biçimine, oranına, niteliğine hak ve nesafet kurallarına göre, hükmedilen 50.000,00-YTL manevi tazminatın fazla olduğu açıkça belli olmaktadır. 4-Öte yandan davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu halde kabul edilen miktarlar üzerinden ihtiyari dava arkadaşlarından her biri yararına, ayrı ayrı avukatlık ücretine karar verilmek gerekirken, avukatlık ücretinin toplam tazminat üzerinden takdiri usul ve yasaya aykırı olmuştur. Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 550.00 YTL duruşma Avukatlık parasının karşılıklı olarak birbirlerine yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 04.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.