Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3477 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 6500 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: Ordu İş MahkemesiTARİHİ: 19/01/2007NUMARASI: 2006/194-2007/19Davacı, 1.3.2004 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazandığının tesbiti ile aksine Kurum işleminin iptaline, yaşlılık aylığının yasal faiziyle tahsiline, borcu olmadığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalının tüm davcının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, davacının 1.12.1998-31.12.2001 tarihleri arasında isteğe bağlı sigortalılığının geçerli olduğunun ve 1.3.2004 tarihi itibirayle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ile aksi yöndeki davalı Kurum işleminin iptaline, davalı Kurumca yaşlılık aylığının iptal edilmesi nedeniyle kendisinden geri alınan yaşlılık aylığı ve faiz tutarı olan 5.154.70 YTL'nin ödeme tarihinden itibaren davalı Kurumdan tahsili, ve aylığın kesildiği 3.6.2005 tarihinden dava tarihine kadar ödenmeyen 4.208.15 YTL tutarındaki birikmiş yaşlılık aylığının ödenmesi gereken tarihlerden yasal faizi ile birlikte davalı Kurumdan tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece davacının 1.12.1998-31.12.2001 tarihleri arasındaki isteğe bağlı sigortalılığının geçerli olduğunun ve 1.3.2004 tarihinde yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ile davacıdan iptal edilmesi nedeniyle geri alınan 1.3.2004-24.6.2005 tarihleri arasındaki aylıkların ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alanarak davacıya verilmesine, 24.6.2006 tarihinden itibaren ödenmeyen yaşlılık aylıklarının her ay ödenmesi gereken kısmına ödenmesi gereken tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davacının bu dönemlerdeki miktara ilişkin taleplerinin hüküm kesinleştikten sonra infaz aşamasında davalı Kurum tarafından ödemeye esas olmak üzere dikkate alınmasına karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının 2134 gün 506 sayılı Yasa'ya tabi zorunlu sigortalı, 1.12.1998-31.12.2001 tarihleri arasında 1110 gün isteğe bağlı sigortalı olduğu, 1.3.2004 tarihinde toplam 3844 gün üzerinden davacıya yaşlılık aylığı bağlandığı, bilahare Kurumca davacının 1.12.1998-31.12.1999 ve 1.2.2000-31.12.2001 tarihleri arasında Avusturya'da çalıştığının öğrenilmesi üzerine isteğe bağlı sigortalılığının ve yaşlılık aylığının iptal edilerek ödenen aylıkların birikmiş faiziyle birlikte davacıya toplam 6.974,59 YTL borç çıkarıldığı, isteğe bağlı sigortalılık primi olarak ödenen 1.109.49 YTL'nin mahsubu ile 5.912.61 YTL olarak belirlenen borcun tamamının davacıdan tahsil edildiği, davacıya 3.6.2005-14.3.2006 tarihleri arasında ödenmesi gereken aylık tutarlarının davalı Kurumca mahkemeye bildirildiği anlaşılmaktadır.Davacının yurtdışında çalışırken Türkiye'de, isteğe bağlı sigortalı olmasına yasal bir engel bulunmadığından mahkemece davacının isteğe bağlı sigortalılığının geçerli olduğunun ve 1.3.2004 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbitine ilişkin olarak verilen hüküm yerindedir.Hüküm, davayı esastan çözümleyen, taraflar arasındaki uyuşmazlığı sona erdiren nihai karardır. Hüküm ile taraflar arasındaki uyuşmazlık esastan sona erer ve hüküm kesinleşince, artık o uyuşmazlık hakkında yeni bir dava açılamaz. Bu nedenle hüküm fıkrasının çok açık olması gerekir. Yani hüküm fıkrasında verilen karar ile taraflara yükletilen ve bahşedilen vazife ve haklar, hiçbir şüphe ve tereddüdü gerektirmeyecek biçimde çok açık olarak yazılmalı hüküm infazı kabil olmalıdır. Hakim kural olarak iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup talepten fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremez.Somut olayda davacı dava ve ıslah dilekçesi ile davalı Kurumca ödenmiş aylıklar ve birikmiş faiz olarak kendisinden haksız olarak istirdat edilen toplam 6.154.70 YTL'nin ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizi ile, dava tarihine kadar ödenmeyen aylıklar nedeniylede 4.208.15 YTL'nin ödenmesi gereken tarihlerden itibaren faizi ile davalı Kurumdan tahsilini istemiştir.Mahkemece bu iki ayrı alacak yönünden davalı Kurumdan tahsili gereken alacak miktarı ve bu miktarlara hangi tarihlerden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği hüküm yerinde açıkca gösterilmeksizin infazda tereddütler yaratacak biçimde yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olmuştur. Yapılacak iş; davacıdan davalı Kurumca haksız şekilde istirdat edilen aylık ve faiz miktarını, bu paranın davacı tarafından davalı Kuruma geri ödeme tarihlerini, davacıya aylığın kesildiği tarih ile dava tarihi arasında ödenmesi gereken birikmiş aylık tutarını ve bu aylıkların ödenmesi gereken tarihleri gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırmak suretiyle belirlemek ve çıkacak sonuca göre karar vermektir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaşa aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin avukatlık ücretine ilişkin temyiz itirazının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacıya iadesine, 04.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.