MAHKEMESİ : İzmir 11. İş MahkemesiTARİHİ : 30/06/2008NUMARASI : 2007/112-2008/218Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davacı ile davalılardan A.A.San. AŞ. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı A. A. Sanayi Makinaları A.Ş.'nin tüm temyiz itirazlarının reddine.2-Uyuşmazlık iş kazası nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı davalı işverene ait işyerinde işçi olarak çalışırken 15.11.2001 tarihinde işverenin kusurlu davranışı sonucu gerçekleşen iş kazası nedeniyle iki bacağınının iş göremez hale geldiğini ileri sürerek 100.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsilini istemiş, davalı temyiz eden şirket kusurları olmadığını ileri sürülerek davanın reddini istemiştir.Mahkemece 9.000.00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacının iş kazası sonucu %53 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda kaçınılmazlığın %20, davalı işverenin %80 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. B.K'nun 47. Maddesinde hakimin bedensel bütünlüğün bozulması halinde olayın özelliklerini göz önünde tutularak zarar görene adalete uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar vereceği öngörülmüştür. Bedensel bütünlük eş deyişle vücut bütünlüğü kavramının fizik bütünlük yanında ruhsal bütünlüğü ve sağlığıda kapsadığı tartışmasızdır. Olayın özelliklerinin neler olduğu 26.6.1966, 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklanmıştır. Bunlar her olayda değişebilir. Bu nedenle hakiminin kararında bu özellikleri objektif ölçülere göre göstermesi gerekir. Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiğide söz götürmez. Bu ilkeler gözetildiğinde takdir olunan manevi tazminatın çok az olup yeterli olmadığı, anlaşılmaktadır.Bu halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve daha uygun bir miktara hükmedilmek üzere hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, davalı tarafından 60.00 TL temyiz başvuru harcı yatırılmış olduğu anlaşılmakla , aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine, 9.3.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.