Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3438 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 26624 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, davalı Kurum tarafından gönderilen ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A R1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, ödeme emirinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ayrı ayrı takip dosyaları üzerinden yürütülen 2008 yılı 8. ayı(dahil) ila 2010 yılı 2. ayını (dahil) kapsayan prim, işsizlik sigortası primi, damga vergisi ile gecikme zammına ilişkin Kurum alacaklarından dolayı düzenlenen ödeme emirlerinden, işyerinde üst düzey yönetici ve yönetim kurulu üyesi olan davacının, üst düzey yöneticilik ve yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığı 26/02/2010 tarihi esas alınarak, 2010 yılı 1. ayına kadar tahakkuk etmiş borçlar yönünden ödeme emrinin iptali isteminin reddi ile; 2010 yılı 1. ve 2. aylarında tahakkuk eden borçlar yönünden ise 2010 yılı 1. ayında tahakkuk eden borçların 2010 yılı 2. ayı sonuna kadar, 2010 yılı 2. ayında tahakkuk eden borçların ise 2010 yılı 3. ayı sonuna kadar ödenmesi gerektiği, belirtilen ödeme dönemleri itibari ile davacının üst düzey yöneticilik ve yönetim kurulu üyeliği görevlerinin bulunmadığından bahisle ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir. Davanın yasal dayanığını oluşturan 506 sayılı Kanunun 80/12. maddesinde sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici ve yetkililerinin kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları, 5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesinde de Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcilerinin Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları bildirilmiştir. 5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesi 506 sayılı Kanunun 80/12. maddesinden farklı olarak, tüzelkişiliği haiz işverenlerin üst düzeydeki yönetici ve yetkilileri yanında, şirket yönetim kurulu üyelerini de sorumlu tutmaktadır. Somut olayda, davanın yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davacının 20/06/2008 ila 26/02/2010 tarihleri arasında .... isimli şirkette münferiden şirket müdürlüğü görevini üstlendiği, aynı zamanda belirtilen dönemde şirketin %0,58 hisse ile yönetim kurulu üyesi de olduğu, 10/02/2010 tarihinde yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiği, 26/02/2010 tarihi itibari ile şirket müdürlüğüne yönetim kurulu üyeleri olan ...'nin 3 yıl süre ile atandığı anlaşılmaktadır. Öncelikle 11 Eylül 2014 gün ve 29116 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yayımı tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanun'un 81. maddesi ile 5510 sayılı Kanun'a Geçici 60. madde eklenerek, bu maddede belirtilen ve 2014 yılı Nisan ve önceki aylara ilişkin olup bu maddenin yayımlandığı tarihten önce tahakkuk ettiği halde ödenmemiş Kurum alacaklarına yapılandırma imkanı getirilmiş olup, 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanunun 73 üncü maddesinin Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye istinaden 24/11/2014 tarihli ve 2014/7016 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı 30/11/2014 tarihli ve 29191 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu Kararnamenin eki Kararın "Başvuru ve ilk taksit ödeme süreleri" başlıklı 1 inci maddesinin ikinci fıkrasında "(2) 6552 sayılı Kanunun 73 ve 80 inci maddelerinde yer alan başvuru süreleri ile ilk taksit ödeme süreleri anılan maddelerde belirtilen sürelerin bitiminden itibaren bir ay uzatılmıştır." hükmüne yer verilmiştir. Buna göre yapılandırılan alacaklara ilişkin ilk taksit ödeme süresi, peşin ödeme seçeneği tercih edilmiş olanlar dahil (31 Ocak 2015 tarihinin tatile rastlaması nedeniyle bu tarihi izleyen ilk iş günü olan) 2 Şubat 2015 tarihine uzatılmıştır. Öte yandan, davacının münferiden şirket müdürlüğü yetkisinin kaldırıldığı 26/02/2010 tarihi itibari ile tahakkuk eden 2010 yılı 1. ve 2. ay borçlarından dolayı bu borçların tahakkuk ettiği ayları izleyen ayın sonuna kadar devam eden ödeme dönemlerinde şirket müdürü ve(ya) yönetim kurulu üyesi olan üçüncü kişilerle müştereken ve müteselsilen sorumluluğu esas olup, davacının sorumlu tutulabilmesi için borcun tahakkuk ettiği dönemde şirket müdürü ve(ya) yönetim kurulu üyesi olması tek başına yeterlidir. Somut olayda, davacının, 2010 yılı 1. ve 2. ayında (tahakkuk döneminde) şirket müdürü ve yönetim kurulu üyesi olduğu gözetilmeksizin, ödeme döneminde sözkonusu yetkilerinin son bulduğundan bahisle, davacı hakkında 2010 yılı 1. ve 2. ayında tahakkuk eden borçlar yönünden düzenlenen ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Yapılacak iş, öncelikle 6552 sayılı Kanun uyarınca yapılan yapılandırmalarda, 30/11/2014 tarihli ve 29191 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 2014/7016 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile ilk taksit ödeme süresinin 02/02/2015 tarihine kadar uzatılması da dikkate alınarak, davacının 02/02/2015 tarihine kadar yapılandırmadan yararlanıp yararlanmadığının davalı Kurumdan sorulması, başvurusu varsa buna ilişkin evrakların getirtilmesi, davacının henüz başvurusu yoksa başvuruda bulunup bulunmayacağının davacıya sorulması, bu madde hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların bu maddede belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamalarının şart koşulduğunun gözönünde tutulması, Kanunda yazılı sürenin sonuna kadar beklenilmesi, davacının davadan vazgeçmesi halinde davanın bu nedenle reddine karar verilmesi, aksi halde işin esasına girilmesi ve davacının, 2010 yılı 1. ve 2. ayında (tahakkuk döneminde) şirket müdürü ve yönetim kurulu üyesi olduğu dikkate alınarak, tahakkuk eden borçlardan sorumlu olacağının kabulü ile davacı hakkında 2010 yılı 1. ve 2. ayında tahakkuk eden borçlar yönünden düzenlenen ödeme emirlerinin iptali isteminin de reddi ile 6183 sayılı Kanun’un 58.maddesinin 4.fıkrasına göre ”İtirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağı %10 zamla tahsil edilir.” hükmü gereği asıl borç miktarı üzerinden amme alacağının %10 zamla tahsiline karar verilmesinden ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 24/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.