MAHKEMESİ: Yozgat 1. Asliye Hukuk (İş)MahkemesiTARİHİ: 21/10/2008NUMARASI: 2008/951-2008/988Davacı, 30.4.1991 tarihinden itibaren SSK sigortalılığı haricinde tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitiyle, 5510 sayılı Yasa'dan faydalandırılmasına karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava davacının 30.4.1991-dava tarihleri arasında çakışan 506 sayılı Yasa'ya tabi zorunlu sigortalı hizmetleri hariç tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti ile 5510 sayılı Yasa'dan faydalandırılması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece istem aynen kabul edilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 58 yaşını dolduran kadınlarla, 60 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu Yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır. Gerçekten Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasanın 36 ve 10.maddesindeki şartlarında gerçekleşmesi halinde 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve SSK’lı çalışmanın sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, doğrudan prim yatırılması veya aynı yasanın 36.maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.Davacının 1.1.1985 tarihinde tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, 1.5.1991 tarihinde başlayan 506 sayılı Yasa’ya tabi 1991 yılında 150 gün, 1993 yılında 8 gün, 1994 yılında 268 gün, 1995 yılında 5 gün, 1996 yılında 15 gün olmak üzere toplam 446 gün kısa süreli ve kesintili zorunlu çalışmalarının bulunduğu, davalı Kurumun bu çalışması nedeniyle tarım Bağ-Kur sigortalılığının 30.4 .1991 tarihi itibariyle durdurduğu, davacının, 25.9.2002 ve devamı şeklinde Ziraat Odası kaydının olduğu, 24.9.2002 tarihinde intikal eden 7 parça tarlasının bulunduğu, Ziraat Bankası’ndan 20.2.2003 ve2004 yıllarında zirai amaçlı kredi aldığı, 25.7.2008 tarihinde 5510 sayılı Yasa’dan faydalanarak 31.7.2008 tarihinde yapılandırma prim borcunu bitirdiği, muhtarlıkta 60 dönüm arazide çiftçilik yaptığının bildirildiği, Kurumca 30.4.1991 tarihi itibariyle hizmetinin sona erdirilmesi nedeniyle 5510 sayılı Yasa’ya göre ödemelerinin fazla ödeme olarak gösterildiği, Pancar Kooperatif ve Tarım Kredi Kooperatif kaydının olmadığı zabıtaca yapılan araştırmada davacının 5-6 yıldır Yerköy İlçe Merkezinde ikamet ettiği, babasından intikal eden tarlaları köylüye ortak olarak kiraya verdiğinin bildirildiği görülmektedir.Mahkemece, davacının 30.4.1991-24.9.2002 tarihleri arasında; tarımsal faaliyet kanıtlanmadığı ürün bedelinden yapılmış prim kesintisinin ve prim ödemesinin bulunmadığı, ziraat odası ve kooperatif kayıtlarının bulunmadığı halde 30.4.1991-5.8.2008 tarihleri arasındaki döneme ilişkin istemin kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz olmuştur.Yapılacak iş; 1991-2001 döneminde davacının zilyetlikte tarımsal amaçlı kullandığı arazi olup olmadığının tespiti için belediyeden verildiği tarihlerde belirtilmek suretiyle zirai emlak vergi beyanını sormak davacıya varsa bu dönemde ürün sattığı kişi veya kuruluşları açıklattırmak, bu kişi veya kuruluşlardan ürün bedelinden prim kesintisi yapılıp yapılmadığını sorup varsa belgelerini getirtmek ve sonucunda tüm deliller birlikte değerlendirmek suretiyle sonuca ulaşmak gerekir.Yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davacının 30.4.1991-5.8.2008 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalılığının tesbitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 9.3.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.