Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3387 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 5135 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ : Samsun 1. İş MahkemesiTARİHİ : 11/12/2006NUMARASI : 2003/669-2006/1515 Davacı, davalı işveren nezdinde 1.10.1991-31.8.1998 tarihleri arası çalıştığı günlerin tespiti ile işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Davacı 1.10.1991-31.12.1992 ve 1.5.1994-31.8.1998 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde çalıştığının tesbiti ile işçilik alacaklarına karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, davacının 1.5.1994tarihinden önceki çalışma tesbitine ilişkin isteminin hak düşürücü süreden reddine, 1.5.1994-31.8.1998 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığının tesbitine, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının davalı işverenden tahsiline karar vermiştir.Sosyal Güvenliğe yönelik bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin, işveren tarafından verilip verilmediği araştırılmalı, işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, Kanun kapsamında bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmanın konusu, süreklimi kesintilimi olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri konularında tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları işveren, işçi ve işyeriyle ilişkileri dikkate alınmalı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmeli, mümkün oldukça işyerindeki çalışmaları dava konusu sürede süreklilik arz eden işyeri çalışanları ile kayıt ve araştırma yolu ile belirlenmiş komşu ve yakın işyerinden tanıklar dinlenilmeli, çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıkça belirlenmelidir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının davalı işyerinden, 1.1.1996-30.12.1996 tarihleri arasındaki 320 günlük ve 15.1.1997-31.3.1997 tarihleri arasındaki 75 günlük çalışmaların imzalı işe giriş bildirgeleri, prim bildirgeleri, dönem bordroları ve işçi bildirim listeleri ile Kuruma bildirildiği ve bildirimlere uygun olarak da primlerinin ödendiği görülmektedir. İşe giriş bildirgeleri ve bordrolar davacının işyerindeki çalışmalarının kesintili olduğunu göstermektedir. Bu kuvvetli olgunun aksi ancak yukarıda açıklandığı şekilde yapılacak araştırma ile kanıtlanabilir. Mahkemenin ise davalı işyerine ait 1994-1998 yılları arasındaki tüm dönem bordrolarını ve diğer belgeleri Kurumdan getirtilerek incelemediği, dönem bordrolarında yer alan ve çalışmaları sürekli olan çalışanların beyanlarına başvurulmadığı, uygun vasıfta komşu işyeri tanıklarının dinlenilmediği, işyerinin o dönemde var olup olmadığının araştırılmadığı, imzalı işe giriş bildirgelerinin ve işyeri dosyasının dikkate alınmadığı, sonuç olarak eksik inceleme ve yetersiz araştırma ile sonuca gidildiği anlaşılmaktadırMahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik inceleme ve araştırma sonucu 1994-1998 yılları arasındaki istem döneminin kabulüne ilişkin olarak verilen hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde işverene iadesine, bozma nedenlerine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer bulunmadığına, 9.3.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.