MAHKEMESİ : İzmir 7. İş MahkemesiTARİHİ : 27/12/2006NUMARASI : 2005/71-2006/590Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davacı ile davalılardan P.Metal End. Tic. A.Ş, B.A.Ş vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1.Dava, davacının,geçirdikleri iş kazası sonucu uğradıkları maddi ve manevi zararın giderilme istemine ilişkindirMahkemece,istemin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Dava, nitelikçe Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan zararın giderilmesi istemine ilişkin olduğundan ilk olarak zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası niteliğinde olup olmadığı, sigortalının meslekte kazanma güç kayıp oranı ve bu orana göre, Kurum tarafından bağlanan peşin sermaye değerinin, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer yermeksizin araştırılıp saptanması gerektiği söz götürmez. Oysa, mahkemece, açıklanan doğrultuda inceleme ve araştırma yapılmadığı ortadadır.506 sayılı Yasa’nın 27. ve müteakip maddelerinde işverenin iş kazasını en geç iki gün içinde Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirilmekle yükümlü olduğu, haber verme kağıdındaki bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında gerekirse Kurumca soruşturma yapılabileceği ve varılan sonucun en geç üç ay içinde ilgililere yazı ile bildirileceği, ilgililerce yetkili mahkemeye başvurularak kurum kararına itiraz olunabileceği, itiraz halinde Kurum kararının ancak mahkeme kararının kesinleşmesiyle kesin hale geleceği bildirilmiştir.506 sayılı Yasanın 16. maddesinde iş kazası sonucunda geçici iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici iş göremezlik ödeneği ödeneceği 19. maddesinde geçici iş göremezlik hali sonunda Kuruma ait veya Kurumun sevk edeceği sağlık tesisleri sağlık kurulları tarafından verilecek raporlarda belirtilen arızalarına göre iş kazası sonucu meslekte kazanma gücünün en az %10 azalmış bulunduğu Kurumca tesbit edilen sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanacağı, 31. maddesinde Kurumun, sigortalıya bağlanacak gelirleri yapılan inceleme ve soruşturmalar sonunda ve gerekli belgelerin tamamlandığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde tesbit ederek ilgililere yazı ile bildireceği, ilgililerin bağlanan geliri bildiren yazıyı aldıktan sonra bir yıl içinde yetkili mahkemeye başvurarak Kurum kararına itirazda bulunabilecekleri, itirazın reddi hakkındaki mahkeme kararının kesinleşmesiyle Kurum kararının kesinleşmiş olacağı, 109. maddesinde de sigortalıların iş görmezlik hallerinin tesbitinde, Kurum Sağlık tesisleri sağlık kurullarınca verilecek raporlar da belirtilen hastalık ve arızaların esas tutulacağı, Kurumca verilen karara ilgililer tarafından itiraz edilmesi halinde durumun Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karar bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olayda iş kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirilmediği Antalya 5.Asliye Ceza Mahkemesince yazılan müzekkere üzerine olayı haber alan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Antalya Bölge Müdürlüğünce re'sen soruşturma yapıldığı anlaşılmaktadır. Kurumca sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğinde olup olmadığının tesbiti ön sorunudur. İş kazasının tesbiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Sigortalar Kurumunun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf olmadığından ve tazminat istemli bu dava ile iş kazasının tespiti istemli davanın fiilen birarada görülmesi de mümkün değildir.Yapılacak iş; davacıya iş kazasını Sosyal Sigortalar Kurumuna ihbarda bulunmak,, giderek gelir sağlanmasını talep etmek olayın kurumca iş kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Sigortalar Kurumu ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine iş kazasının tesbiti davası açması için önel vermek, tesbit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak sonucuna göre karar vermektir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin henüz S.S.K. Başkanlığınca bir işlem yapılmadan olayın iş kazası olduğunun kabulü ile ceza dosyasında Antalya Adlı Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen rapor esas alınarak sonuca gidilmiş olması isabetsiz olmuştur. 2- Öte yandan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası; işkazası nedeniyle işverenin sigortalısına karşı, işe Kurumca el koyuncaya kadar sağlık yardımlarını yapma ve vizite kağıdı düzenleme dışında bir yükümlülüğünü hükme bağlamamıştır. Aksine; sözü edilen Yasanın, 14/3 maddesi; iş kazasının oluşumundan itibaren her türlü sağlık yardımları ile Kurumun sorumlu olduğunu kabul etmiştir. Sözü edilen Yasanın iş kazası ve meslek hastalığı sigorta kolunun getiriliş amaç ve nedeni; sigortalıların belirtilen türde bir zararla karşılaşmaları halinde onları doğrudan koruma altına alma ve kendilerine yardım yapacak kuruluşu belirlemektir. Şu duruma göre, bir iş kazası nedeniyle, sigortalının baş vuracağı mercii kendisini bu yönden güvenceye alan, Kurum ve onların sağlık kuruluşlarıdır. İşveren, bu tür zararlandırıcı olayların meydana gelmesi durumlarında; artık sigortalısına karşı muhatap olmaktan çıkar, kurum doğrudan devreye girer. Esasen işveren de belirtilen sigorta kolu nedeniyle Yasanın belirlediği orandan prim ödemek ve ayrıca koşulları varsa, Kurumun yaptığı harcamaları kuruma geri vermekle sorumlu tutulmuştur. Bu nedenle, gerek sigortalı gerekse işveren, iş kazası ve meslek hastalığı sigorta kolundan birbirlerine karşı değil, doğrudan Kuruma karşı sorumludurlar.Mahkemece bu yön gözetilmeksizin davalı işverenlerin tedavi giderinden sorumlu tutulmuş olması da hatalı olmuştur.3.İşverenin,tazminattan sorumlu tutulması giderek, tazminat miktarının belirlenmesinde; İş Kanunun 73. ve İşçi Sağlığı ve İşgüvenliği Tüzüğünün öngördüğü önlemlerin işyerinde alınıp alınmadığının saptanması ile mümkündür. Bu yönün ise, başka bir anlatımla, işverenin kusurlu olup olmadığı, varsa kusur oranının, uzman bilirkişiler tarafından düzenlenecek kusur raporu ile, tesbit edileceği tartışmasızdır. Mahkemece yukarda açıklanan şekilde kusur raporu alınarak kusurun aidiyet ve oranı tesbit edilerek sonuca varılması gerekirken Çalışma Bakanlığı Müfettişi tarafından tahkikat raporundaki kusur saptaması ile yetinilerek sonuca varılması da mahkemenin kabul şekli bakımından yerinde değildir.Mahkemece.bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.O halde.tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 3.3.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.