Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3320 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 5365 - Esas Yıl 2009
MAHKEMESİ: Erzincan 1. Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTARİHİ: 20/01/2009NUMARASI: 2007/488-2009/42Davacı, icra takibinin iptaline, borcu olmadığının tespiti ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, davacı aleyhine davalı Kurumca yapılan icra takibinin iptali ve Kuruma borcu olmadığının tesbiti ile şeker pancarı alacağı üzerindeki haczin kaldırılması istemine ilişkindir.Mahkemece, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 1003871,24,89 - 1003923,24,51 sicil sayılı dosyasında işlem gören borçlardan dolayı davalı Kurumun Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş Erzincan Şeker Fabrikası Müdürlüğünden alacağına haciz konulmasına yönelik 14.02.2007 tarihli işlemin iptaline karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı Kurumca davacının N.H.Taşımacılık Ltd.Şti.’nde şirket müdürü olması nedeniyle anılan şirketin 2005/4-9.aylara ait prim borcundan dolayı toplam 18.750,00 TL’nın ödenmesi için 6183 sayılı Yasa uyarınca takip yapıldığı, 14.02.2007 tarihinde şirketin aynı borcu nedeniyle Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ Erzincan Şeker Fabrikası Müdürlüğüne davacının fabrikadan olan alacağına haciz konulduğunu bildiren haciz bildirisi gönderildiği,davacının Erzincan 2.Noterliğinin 14.02.2002 tarihli belgesine göre 14.02.2002 tarihinden itibaren 3 yıl süre ile şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığı,kararın 20.02.2002 tarihli Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği,ayrıca 26.06.2006 tarih ve 5674 nolu vekaletnamede şirkete ait motorlu kara nakil vasıtalarının kiralanabilmesi için İ. Y.isimli kişiye şirketi temsilen yetki verdiği anlaşılmaktadır.Davanın yasal dayanağını oluşturan, 506 sayılı Yasa’nın 80/12. maddesinde: Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkililerinin kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları, 5510 sayılı Yasa'nın 88. maddesinde de Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcilerinin Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları bildirilmiştir.Öte yandan her ne kadar 6183 sayılı Yasa'nın mükerrer 35.maddesinde asıl borçlu hakkında yapılan ,yasal takip ve araştırmalar sonucu kamu alacağının tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde yasal temsilcisine ödeme emri çıkarabileceği bildirilmiş ise de 6183 sayılı Yasa 506 sayılı Yasa'ya göre daha genel bir yasa durumunda olup uygulamada ağırlık ve öncelik özel yasa hükümlerine tanınır.506 sayılı özel Yasa'nın 80.maddesinin çok açık ifadesi karşısında borçlu şirketin müdürü olan davacının prim borcunun haklı bir sebep olmaksızın ödememesi halinde şirket ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı kuşkusuzdur.Yapılacak iş; borçlu şirketin kayıtlı bulunduğu Ticaret Sicil Memuluğundan davacının hangi tarihler arasında şirket müdürü olarak görev yaptığını sormak, 506 sayılı Yasa’nın 80/12.maddesine göre davacının şirket müdürü olarak anılan dönemlere ilişkin prim borçlarından sorumlu olup olmadığını belirlemek ve çıkacak sonuca göre karar vermektir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.