Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3319 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 5262 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: Amasya İş MahkemesiTARİHİ: 05/02/2009NUMARASI: 2007/298-2009/22Davacı, 17.04.2007 tarih ve 2007/10327 sayılı ödeme emri nedeniyle tahakkuk ettirilen borçtan sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava davacının 2003 yılı Ocak ayı içinde satın aldığı dairenin bulunduğu apartmanda kapıcılık yapan sigortalının primlerinin ödenmemesi nedeniyle davacı hakkında düzenlenmiş olan 17.04.2007 tarih ve 2007/10327 sayılı ödeme emrinin iptali ile sözkonusu ödeme emri nedeniyle tahakkuk ettirilen borçtan sorumlu olmadığının tesbiti istemine ilişkindirMahkemece istemin kabulü ile, davacı adına çıkartılan 17.04.2007 tarih ve 2007/10327 esas sayılı ödeme emrinin iptaline,davacının 2002 yılına ait borçtan sorumluluğunun bulunmadığının tesbitine karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa'nın 82.maddesidir. Anılan maddeye göre,sigortalıların çalıştırıldığı işyeri devredilir veya intikal ederse,eski işverenin kuruma olan sigorta primi ile gecikme zammı ve faiz borçlarından,aynı zamanda yeni işveren de müteselsilen sorumludur.Bu hükme aykırı sözleşmeler muteber değildir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 17.04.2007 tarih ve 2007/10327 takip sayılı ödeme emri ile davacının satın aldığı dairenin bulunduğu apartmanda çalışan sigortalının 2002/8-12.aylara ait prim borcu nedeniyle toplam 608,85 TL ödemesi gerektiğinin bildirildiği,ödeme emrinin davacıya 28.05.2007 tarihinde tebliğ edildiği,davanın 7 günlük hakdüşürücü süre içinde 04.06.2007 tarihinde açıldığı,tapu kaydına göre davacının taşınmazı 02.01.2003 tarihinde satın aldığı anlaşılmaktadır.Mahkemece davacının 02/01/2003 tarihinde bahsedilen daireyi satın aldığı, icra takibini gerektiren dönemin davacının daireyi satın almadan önceki tarihler olduğu gerekçesiyle istemin kabulüne karar verilmiş ise de sigortalının çalıştığı işyerini devralan işveren konumundaki davacının döneminde, sigortalı işyerinde çalışmaya devam etmiş ise devralan işveren ödenmeyen sigorta primlerinden müteselsilen sorumludur.Bu nedenle sigortalının davacının işyerini devraldığı tarihten sonra işyerinde çalışıp çalışmadığı tesbit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde istemin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.Yapılacak iş; davacının daireyi satın aldığı yani işyerini devraldığı tarihten sonra sigortalının aynı işyerinde çalışmaya devam edip etmediğini araştırmak, çalışmaya devam etmiş ise davacının devralan işveren olarak prim borcundan sorumlu olacağını kabul etmek, satın alma yani devir tarihinden sonra sigortalı aynı işyerinde çalışmamışsa sorumlu olmayacağı için şimdiki gibi karar vermektir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 25.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.