Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3316 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 5404 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: Ergani Asliye Hukuk İş MahkemesiTARİHİ: 29/01/2009NUMARASI: 2007/450-2009/46Davacı, murisinin işveren nezdinde 6.1.2007- 21.5.2007 tarihleri arası eksik bildirilen çalışmalarının tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılardan Sosyal Güvenlik Kurumu ve A.İnş.Taah.Ltd.Şti vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, davacının murisi olan eşinin 11.09.2006-30.11.2006 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen ve Kuruma eksik bildirilen çalışmaları ile 06.01.2007-21.05.2007 tarihleri arasında aynı işyerinde geçen ve kuruma bildirilmeyen toplam 210 günlük çalışmasının tesbiti istemine ilişkindir.Mahkemece istemin kabulü ile davacının murisi olan eşi D.K.ın 01.01.2006 - 21.05.2007 tarihleri arasında ....ve ....SSK işyeri numaralı işyerlerinde kuruma eksik bildirilen 210 günlük sigortaya tabi çalışmalarının tesbitine karar verilmiştir.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79. maddesi bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Dosyadaki kayıt ve belgelerden,davacı murisi adına işe giriş bildirgesi verilmediği, 1027288 işyeri sicil numaralı A.İnş.Taah.Ltd.Şti.unvanlı işyerinin 26.11.2005 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı, 20.07.2006-10.09.2006 tarihleri arası ....nolu A.T.a ait işyerinden tam,10.10.2006-12.10.2006 tarihleri arası .... nolu işyerinden tam,28.11.2006-05.01.2007 tarihleri arası yine 1027288 nolu işyerinden tam bildiriminin yapıldığı, A.İnş.Taah.Ltd.Şti.’nin usulüne uyun olarak davaya dahil edilmediği, şirkete ait dönem bordrolarının getirtilmediği, dinlenen tanıklar 2006/12.ayda davalı işyerinde işe girdiği halde çalışmadıkları dönemdeki tanıklıklarına itibar edildiği, talep 11.09.2006 tarihinden itibaren olduğu halde talep aşılarak 01.01.2006 tarihinden itibaren tesbit kararı verildiği, murisin hangi tarihte hangi işyerinde çalıştığının karar yerinde gösterilmediği anlaşılmaktadır. Uygulamadaki deyimiyle davaya dahil etme, birleştirme istemini de içeren yeni bir dava niteliğindedir. Ve bu niteliği ile de birleştirilen yeni davanın harca tabi olduğu kuşkusuzdur. Öte yandan, bu yönün mahkemece yerine getirilmesi gerekli bir işlem olduğu da söz götürmez.Bu nedenle, mahkemece, özellikle gerekli harcın alınması suretiyle yasal işlem tamamlandıktan sonra davaya devam edip sonucuna göre karar vermek gerekirken yazılı şekilde, yukarıda belirtilen işlemler tamamlanmadan A.İnş.Taah.Ltd.Şti. hakkında hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.Öte yandan, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 388 ve 389.maddeleri uyarınca kararın hangi hususları içermesi gerektiği açıkça belirtilmiştir.Buna göre, madde de sayılan hususlarla birlikte,hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.Ayrıca,verilen karar ile iki tarafa tahmil ve bahşedilen vazife ve haklar şüphe ve tereddüdü mucip olmayacak surette gayet sarih ve açık yazılmalıdır.Hal böyle olunca davacı murisinin hangi tarihler arasında hangi işyerinde çalıştığı açıkça belirtilmek suretiyle tesbit kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi yerinde değildir.Diğer yandan, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 74. maddesi gereğince hakim talepten fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremez..Mahkemece taleple bağlı kalınarak 11.09.2006 tarihinden itibaren tesbit kararı verilmesi gerekirken, HUMK.’nun 74.maddesine aykırı olarak talep aşılmak suretiyle 01.01.2006 tarihinden itibaren tesbit kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Yapılacak iş; davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınarak, A. İnş.Taah.Ltd.Şti.’ni yukarıda açıklandığı şekildi usulüne uygun olarak davaya dahil etmek, şirket işyerine ait,dönem bordrolarını getirterek davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlarına geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına, resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarını tesbit edip beyanlarına başvurmak, taleple bağlı kalınarak davacı murisinin hangi işyerinde hangi tarihler arasında çalıştığını tesbit etmek ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermektir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı SGK Başkanlığı ile A.İnş.Taah.Ltd.Şirketinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan A. İnş.Taah.Ltd.Şti'ne iadesine, 25.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.