Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3314 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 6668 - Esas Yıl 2006





Mahkemesi : Adana 2. İş MahkemesiTarih : 07.03.2006No : 1502-165Davacı, davalı işveren Ç. Gn. Müd. nezdinde 04.07.1977-15.07.1977 diğer davalı işveren T. C. San. Tic. A.Ş. nezdinde 01.11.1977-12.03.1979 tarihleri arası çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, mahkemenin görevsizliğine karar vermiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, davacının davalılara ait işyerlerinde 04.07.1977-15.07.1977, 01.11.1977-12.03.1979 tarihleri arasında geçen dava dışı SSK. Başkanlığına bildirilen çalışmalarının elektrik teknisyeni olarak geçtiğinin tesbiti istemine ilişkindir.Mahkemece, dava konusu hizmetin tesbit edilmesi sonucu bu hizmetlerin T.C. Emekli Sandığına tabi hizmet haline getirilmesinin idari bir tasarruf olduğu, idari tasarruflardan doğan ihtilafların çözüm yerinin idare mahkemeleri olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının Endüstri Meslek Lisesi "elektrik" bölümünden 23.05.1977 tarihinde mezun olduğu, 04.07.1977-15.07.1977 tarihleri arasında davalı t. C. A.Ş. de , 01.11.1977-01.01.1978 tarihleri arasında davalı Ç. Genel Müdürlüğüne ait Merkez İplik fabrikasında çalıştığı, çalışmalarının davalı Kurum'a tam olarak bildirildiği, iş isteme kartında işverence doldurulan bölümde "Ç. İplik fabrikasında elektrik teknisyeni olarak 1800 TL. başlangıç ücreti ile işe alındığının yazıldığı, izin pusulasında "elektrik bakım" bölümünde çalıştığının belirtildiği, davalı T. C. A.Ş.'nin şube adresine Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapıldığından bu işyerinden şahsi dosyanın mahkemece istenmediği anlaşılmaktadır.657 sayılı Yasa'nın 36. maddesinin "Ortak Hükümler " başlıklı C/1. maddesinde teknik hizmetler sınıfına girenlerin memurluğa girmeden önce yurtiçinde veya yurtdışında mesleklerini serbest olarak veya resmi veya özel müesseselerde ifa edenlerle memuriyetten ayrıldıktan sonra bu işlerde çalışarak yeniden memuriyete girmek isteyenlerin teknik hizmetlerde geçen süresinden bu kanun ve bu kanunun 87. maddesinde sözü edilen Kurumlarda geçen sürenin tamamı ve geri kalan sürenin 3/4'ü toplamı memuriyete geçmiş sayılarak bu sürelerin her yılı bir kademe ilerlemesi ve her üç yıl için bir derece yükselmesi verilmek suretiyle değerlendirileceği bildirilmiş, aynı maddenin 1/II. bendinde "tekniker teknisyenlerin" teknik hizmetler sınıfında olduğu belirtilmiştir.Davacının Ç. Genel Müdürlüğüne ait işyerinde ayrıldıktan sonra 657 sayılı Yasa'ya tabi olarak çalıştığı Devlet Hava Meydanları İşletmeleri Genel Müdürlüğünce önceden elektrik teknisyeni olarak çalıştığı kabul edilerek intibak yapılıp 1. derecenin 1. kademesinden emekliye sevkedilmişsede T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünce davacının sigortalı hizmetlerinin mesleği ile ilgili olup olmadığının anlaşılamadığı gerekçesiyle 5434 sayılı Yasa'nın Ek 18. maddesi gereğince işlem yapılmadığı görülmektedir.5521 sayılı İş Mahkemeleri Yasasının 1.nci maddesinde, iş mahkemelerinin görev alanı belirlenmiş olup İş Yasasına göre işçi sayılan kişilerle işverenler arasında hizmet akdinden veya İş Yasasına dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk (iş) davaları ile sendikaların açacakları ve bu sıfatla aleyhlerine açılacak hukuk davalarına; Sosyal Sigortalar Kurumu ile Sigortalılar veya yerine kaim olan hak sahipleri arasındaki uyuşmazlıklardan doğan itiraz ve davalara bakılacağı öngörülmüştür. 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve diğer bağımsız çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Yasası’nın 70. maddesinde bu Yasa’nın uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görüleceği bildirilmiştir.T.C. Emekli Sandığı sigortalıları veya hak sahipleri arasında 5434 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanmasından doğan uyuşmazlıklarda anılan sandıkça tesis edilen işlemler idari işlem niteliğinde olduğundan idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için açılacak davalar 2577 sayılı Yasa gereğince idari yargı yerinde çözümlenebilecektir. T.C. Emekli Sandığı ile sigortalılar veya hak sahipleri arasındaki uyuşmazlık idari yargı yerinde giderilmedikçe adli mahkemeler idareyi bağlayıcı, bir eylem ve işleme zorlayıcı nitelikte karar veremezler.Diğer yandan, 05.12.1977 tarih, 4/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nda belirtildiği gibi mahkemelerin görevi kamu düzeni ile ilgili olup kıyas veya yorum yolu ile genişletilmesinin veya değiştirilmesi mümkün değildir. İş Mahkemeleri özel kanunla kurulmuş görevleri istisnai nitelik taşıdığından 5521 sayılı Yasa’da sınırlı olarak sayılmış dava ve uyuşmazlıklar ile diğer yasaların iş mahkemelerini görevlendirdiği dava ve işler dışındaki dava ve işlere ve iş mahkemelerinde bakılamaz. Gerek 5521 sayılı Yasa’da gerekse 5434 sayılı Yasa’da T.C. Emekli Sandığı ile sigortalılar ve hak sahipleri arasında çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde bakılabileceğine ilişkin özel bir hüküm bulunmamaktadır.Bu nedenle mahkemece T.C. Emekli Sandığına yönelik davaya bakmaya idari yargı yerinin görevli olduğundan dava dilekçesinin idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle yargı yolu bakımından reddine ilişkin verilen karar yerindedir. Ancak davacının davalılara ait işyerinde çalıştığı tarihlerde yürürlükte bulunan 1475 sayılı İş Yasası'nın 20. maddesinde işinden ayrılan işçiye işveren tarafından işinin çeşidinin ne olduğunu ve süresini gösteren bir belge verileceği, belgenin vaktinde verilmemesinden veyahut belgede doğru olmayan yazılar bulunmasından zarar gören işçinin işverenden zarar ve ziyan isteyebileceği, 71. maddesinde her işverenin çalıştırdığı işçileri ilgili çizelgeye kaydetmek ve bu çizelgelerde işçi ile ilgili maddede belirtilen bilgileri çizelgeye kaydetmek zorunda olduğu, 98. maddesinde 20. madde hükümlerine aykırı davranan işverenin hapis ve para cezası ile cezalandırılacağı bildirilmiş olup parelel düzenlemeler 4857 sayılı İş Yasası'nın 28., 75., 99. ve 104. maddelerinde de bulunmaktadır. Diğer yandan 26.05.1972 tarihli 7/4496 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 506 sayılı Yasa'ya dayanılarak çıkarılan 22.06.1972 günlü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü'nün 3. maddesinde hizmet akdine göre yapmakta olduğu işin " sigortalının mesleği" sayılacağı, Kurumun bu mesleğin tesbitinde sigortalının çalıştığı işyerinden alınacak belgeyi esas tutabileceği gibi, bu hususu kendi yetkili elemanları vasıtasıyla inceletmeye ve buna göre karar vermeye yetkili olduğu bildirilmiştir. Bu tüzük maddesinden de anlaşılacağı gibi " işçinin mesleği " ile ilgili uyuşmazlığın işvereni olduğu gibi doğrudan SSK. Başkanlığının hak alanını da ilgilendirdiği görülmektedir. Hal böyle olunca işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlık İş Yasası ve 506 sayılı Yasa'dan doğduğundan bu uyuşmazlığın çözüm yerinin iş mahkemeleri olduğunun kabulü gerekir.Yapılacak iş; davacıya dahili davalı gösterdiği T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü yönünden dava açarken yatırması gereken maktu başvuru ve nispî dava harcını yatırtmak, T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğüne yönelik davanın bu davadan ayrılarak ayrı esasa kaydedilmesine ve şimdiki gibi bu davalıya yönelik dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar vermek, davalı işverenlere yönelik tesbit davasına gelince uyuşmazlık SSK. Başkanlığının hak alanını ilgilendirdiğinden bu Kurum'un davaya yöntemince katılımı için davacıya önel vermek, savunmasını alıp delillerini topladıktan Ankara Ticaret Sicil Memurluğuna müzekkere yazılarak 29283 sicil numarasında kayıtlı T. C. Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin isim değişikliği yapıp yapmadığını, merkez ve Adana Şube adreslerinin değişip değişmediğini sormak, çıkacak sonuca göre şirkete ulaşarak davacının işyeri şahsi sicil dosyasının aslını getirterek tüm deliller birarada değerlendirerek davacının davalı şirketlerde çalışırken mesleğinin ne olduğu konusunda bir karar vermektir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 06.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.