Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3311 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 5304 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: Gölhisar Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTARİHİ: 07/10/2008NUMARASI: 2007/170-2008/136Davacı, murisinin, davalı işveren nezdinde 01.08.1981 tarihinden itibaren 7 ay çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davacı ile davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun tüm temyiz itirazlarının reddine,2-Davacının temyizine gelince,dava davacının eşi olan murisin 01.08.1981-01.04.1982 tarihleri arasında 7 ay süre ile davalı işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.Mahkemece istemin kısmen kabulü ile davacının eşi M.E.in 01/08/1981 tarihi ile 27/08/1981 tarihleri arasında geçerli asgari ücret üzerinden 27 günlük çalışmasının tespitine karar verilmiştir.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79. maddesi bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Dosyadaki kayıt ve belgelerden,davacı murisinin 01.08.1981 tarihinde 10405 işyeri sicil numaralı davalı işyerinde işe girdiğine dair işe giriş bildirgesinin 27.08.1981 tarihinde Kuruma verildiği, davalı işyerinden bildiriminin yapılmadığı,talep ettiği dönemde herhangibir yerde çalışmasının bulunmadığı, davalı işyerinin 01.08.1981 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı,27.08.1981 tarihli durum tesbit tutanağına göre davacı murisinin işe giriş tarihinin 01.08.1981 olduğu,11.09.1985 tarihinde 01.08.1981-31.12.1984 devresi için işyerinde yapılan teftişte 1981/8.9.aylara ait bildirgeleri doğrular nitelikte ücret bordrosu ibraz edilmediği için bu aylara ait bildirgelerin işleme konulmaması gerektiğinin bildirildiği,1981-1991 tarihleri arasında işyerinde yapılan denetimlerde işyerinde çalıştığı halde bildirimi yapılmayan işçilerin tesbit edildiği ve tutanak tarihi itibariyle işe girişlerinin tesbit edildiği,zabıta araştırması ile tesbit edilen komşu işyeri çalışanlarının davacı murisinin 1981 yılından itibaren davalı işyerinde çalıştığını doğruladığı anlaşılmaktadır.Mahkemece,davalı işyerinde yapılan denetimlerde sigortasız işçi çalıştırıldığının tesbit edildiği, zabıta araştırması ile tesbit edilen komşu işyeri tanıklarının davacı murisinin çalışmasını doğruladıkları gözetilerek istemin kabulüne karar verilmesi gerekirken işyerinde yapılan denetimde geçmişe dönük olarak bildirilen işe giriş tarihinden itibaren denetim tarihine kadar çalıştığının tesbitine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.Yapılacak iş; davacı murisinin davalı işyerinde 01.08.1981 tarihinden itibaren talep gibi 7 ay süre ile 01.03.1982 tarihleri arasında çalıştığının tesbitine karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 25.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.