MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, davalılardan işverene ait işyerinde Haziran 1995-Nisan 2002 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacının Haziran/1995-Nisan/2002 tarihleri arası davalı nezdinde çalıştığının tespiti istemine ilişkindir. Dairemizin 16/06/2011 tarih ve 2011/5433-5724 E.K. Sayılı ilamı üzerine, mahkemece, yazılı olduğu şekilde istemin kabulüne karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme sonucu varılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de, çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına, davalı şirket tarafından işe giriş bildirgesinin verilmediği, herhangi bir bildirim yapılmadığı, davalı şirketin 16/03/1992 tarihinde ticaret siciline tescil edildiği, davalıya ait işyerinin 05/02/1997 tarihinde kanun kapsamına alındığı, emniyet arcılığıyla tespit edilen komşu işyeri tanıkları ile kısmi bordro tanığının fiili çalışmayı doğruladıkları, davacının bir başka dosyada tanık olarak verdiği beyanda, davalıya ait işyerinde 1996 tarihinde çalışmaya başladığını belirttiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, dava hizmet tespitine ilişkin olup, kamu düzenini ilgilendiren bu tür davalarda, öncelikle uyuşmazlık konusu olan dönemi kapsayacak şekilde bordro tanıklarının tespit edilip dinlenmesi gerekmektedir. Bordro tanığı bulunamaz veya beyanları yeterli görülmediği takdirde komşu işyeri tanıklarının belirlenip beyanlarının alınması cihetine gidilmelidir. Davalıya ait işyeri Şubat/1997 tarihinde kanun kapsamına alınmış olup, bu tarihten öncesine yönelik dönem bordrosu olmayacağına göre, bu dönem yönünden komşu işyeri tanığı dinleyip sonuca gidilmesi yerinde ise de, davacının tanık olarak verdiği beyanda davalıya ait işyerinde 1996 yılında başladığı hususu irdelenmemiştir. Öte yandan, 1997 yılından sonraki döneme gelince, bordro tanığı fiili çalışmayı doğrulamış ise de, bildirimleri (1998-1999/3 arası olup) kısmi olup, uyuşmazlık konusu dönemi kapsamamaktadır. Tüm bu anlatımlar ışığında, davacının çalışma olgusu yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmeden sonuca gidildiği görülmektedir. Yapılacak iş; öncelikle 1997-2002 yılları arası dönemi kapsayacak şekilde Kurumdan dönem bordrolarını getirtmek, bordro tanıklarını resen tespit edip dinlemek, bordro tanığı bulunamaz veya beyanları yeterli görülmezse, daha önceden komşu işyeri tanıkları tespit edilip beyanlarının alındığı ve fiili çalışmayı doğruladıkları hususu dikkate alınıp ve davacının 1996 başladığını belirten beyanıda irdelenip, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ...ye iadesine 23/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.