Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3226 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 4730 - Esas Yıl 2007





Mahkemesi : İzmir 3. İş MahkemesiTarih : 14.2.2007No : 420-35 Davacı iyileştiğinden bahisle malullülk aylığını kesen kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde,dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, nitelikçe iyileştiğinden bahisle malullük aylığını kesen davalı Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davalı Kurumun süresi içinde ileri sürdüğü yetki itirazı kabul edilerek dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmiştir. Ssigortalılara malüllük aylığı bağlanma işleminin Bağ-Kur Genel Müdürlüğü tarafından yerine getirildiği tartışmasızdır. Davalı Kurumun yöntemince, yetki itirazında bulunduğu ve İzmir’de, davalı Genel Müdürlüğün şubesinin olduğu, Kurum avukatlarının Genel Müdürlüğü temsilen şubenin bulunduğu yerde davaya girdikleri uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, tüzel kişinin şubesinin bulunduğu yerde dava açılabilmesi için, uyuşmazlığın dava açılan şubenin muamelesinden kaynaklanmasının gerekip gerekmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı, 5521 sayılı Yasanın yollamada bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 17.maddesidir. Anılan maddede, gerçek veya tüzel kişinin muhtelif mahallerde şubeleri bulunduğu takdirde,o şubenin muamelesinden dolayı, o şubenin bulunduğu mahalde dahi davanın ikame edilebileceği hükmü öngörülmüştür. Maddede, öngörülen şube muamelesinden amaç Genel Müdürlük adına işlem yapmaktır. Başka bir anlatımla, “muamelenin doğrudan şube işleminden kaynaklanması zorunlu olmayıp genel müdürlük adına işlem yapmak üzere dava ikame edilen yerde şubenin bulunması yeterlidir. Zira, Anayasanın 141/son maddesi gereğince hakim en az giderle ve en kısa sürede davayı sonuçlandırmakla yükümlüdür. Esasen, şubenin bulunduğu yerlerde, davalara, Genel Müdürlüğü temsilen Kurum avukatları katılmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece davanın yetkili mahkemede açıldığı kabul edilerek, işin esasına girilmesi gerekirken yetkisizlik kararı verilmesi isabetli değildir.O halde, davacının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.