Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3214 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 5465 - Esas Yıl 2006





Mahkemesi : Osmancık Asliye Hukuk ( İş) MahkemesiTarih : 03.03.2006No : 63-294Davacı, davalı işverenler nezdinde 10.07.1998-10.07.2000 tarihleri arası çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün, davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.HUMK.'un 381.maddesi uyarınca, mahkeme, hazır olan tarafın iddia ve savunmalarını dinledikten sonra yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Kararın tefhimi, en az 388. maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle yalnız hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak onbeş gün içinde yazılması gerekir. 07.09.2005 tarihli kısa kararda yargılama gideri ,harç ve avukatlık ücreti belirtilmediğinden ve karar usulüne uygun olarak tefhim edilmediğinden davalılardan SSK vekilinin temyiz dilekçesinin süresinde verildiği kabul edilmeli ve işin esasına girilmelidir.Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar, esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir. Oysa 07.09.2005 günlü oturumda tefhim edilen kısa karar ile, gerekçeli kararın aykırı olduğu tutanağın ve Kararın incelenmesinden açıkça anlaşılmaktadır.07.09.2005 tarihli oturumda davacı davasını takip etmeyeceğini beyan etmiş,davalı SSK vekili bir diyeceği olmadığını bildirmiştir.Bu durumda yapılacak iş HUMK madde 409 uyarınca dosyanın taraflardan birisinin müracaatına kadar işlemden kaldırılmasına karar vermekten ibarettir.Dosya işlemden kaldırıldıktan sonra 3 ay içinde yenilenmediği takdirde dosya tekrar ele alınıp açılmamış sayılmasına karar verilerek avukatlık ücreti ile yargılama gideri hakkında da hüküm kurulmalıdır.Açıklanan nedenlerle takip edilmeyeceği bildirilen davada davanın açılmamış sayılmasına karar verilip daha sonra usule aykırı olarak hükmün “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde kalemle düzeltilmesi doğru görülmemiştir.Öte yandan konuyla ilgili 10.4.1992 günü ve 991/7 Esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde,davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,bozma nedenine göre davalı Kurumun diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına 05.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.