Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3206 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 3627 - Esas Yıl 2009
MAHKEMESİ: Kula Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTARİHİ: 26/06/2008NUMARASI: 2006/64-2008/175Davacı, 23.03.2001 günü meydana gelen ve yaralanmasıyla sonuçlanan kazanın iş kazası olduğunun ve kusur oranlarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalılardan Kurum ile K.İnş. Taah. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava; 23.03.2001 günü meydana gelen ve davacının yaralanmasıyla sonuçlanan kazanın iş kazası olduğunun ve kusur dağılımının tespiti istemine yöneliktir. Mahkemece, davalılardan M.il Özel İdaresi aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılara yönelik davanın kabulü ile davacının 23.03.2001 tarihinde geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun ve davacının yaralanması ile sonuçlanan olayda işveren şirketin % 50 şirket yetkilisi Birol Gümüşdere’nin %10 ve davacının da %40 oranında kusurlu olduklarının tespitine karar verilmiş ve bu karar süresinde temyiz edilmiştir.Dava konusu olayın iş kazası olmadığına ilişkin 24.04.2002 günlü Kurum müfettiş raporu ile aynı olayın iş kazası olduğuna ilişkin iş müfettiş raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi bakımından, dava açıldıktan sonra soruşturma evraklarının davalı Kurum tarafından yeniden değerlendirilerek davacının kaza olayının iş kazası olarak kabul edildiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca dava açıldıktan sonra uyuşmazlık konusu işlemin davalı kurum tarafından düzeltilmiş olması nedeniyle, davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmek gerekirken, davacının yaralanması ile sonuçlanan olayın iş kazası olduğuna karar verilmesi hatalı olmuştur.Öte yandan davacının iş kazasındaki kusur oranlarının tespitine ilişkin istemi hakkında hüküm kurulması da hatalı olmuştur. Dava türü olarak tespit davaları hakkında usul kanunumuzda bir düzenleme bulunmamakla birlikte, istisnai hallerde bu tür davaların da açılabileceği Yargıtay İçtihatları ile kabul edilegelmektedir. Bu dava türünden amaç bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının belirlenmesidir. Ancak; bu belirlemenin yapılmış olmasının tek başına sonuç doğurabileceği hallerde bu tür davayı açmakta hukuki yararın varlığından söz edilebilir. O halde, bir dava ile istenilen hususta verilecek karar belli bir sonuç doğurmayacaksa o davayı açmakta hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmelidir. Dava açmakta hukuki yararın bulunup bulunmadığı hâkim tarafından kendiliğinden göz önünde bulundurulur. Diğer dava şartları gibi bu şartın bulunup bulunmadığını değerlendirecek hâkim, hukuki yarar yokluğu halinde işin esasına girişmeksizin davayı reddedecektir. Davacının tespit davası ile istediği hukuki korunma diğer dava türlerinden birinin de açılmasını gerektiriyorsa o zaman, tespit davası açmakta hukuki yararın varlığı düşünülemez. Uygulamadaki yerleşmiş ifadesi ile "eda davası açılacak hallerde tespit davası açılamaz". Zira öteki tür davaların hepsinin içinde tespit öğesi de vardır. Mahkeme önce tespiti yapıp sonra yaptırıma karar verecektir. Bu düşüncenin devamı olarak, açılacak bir davada veya halen devam etmekte olan bir davada, iddia ve savunma olarak ileri sürülebilecek konular içinde tespit davasının açılamayacağının kabulü gerekirSomut olayda davacının görülmekte olan tespit davasından önce iş kazası nedeniyle tazminat istemi ile Kula Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinde dava açtığı ve bu davanın yargılamasının aynı mahkemenin 2003/267E sırasında görülmekte olduğu dava dilekçesinden anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca kusur dağılımının belirlenmesinin eda davasında çözülmesinin gerektiğinin göz ardı edilerek dava konusu olay nedeniyle kusur durumunun tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidirO halde, davalılardan Kurum ile K.İnş. San. Tic. Ltd. Şti.'nin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden ilgiliye iadesine, 23.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.