Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3169 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 5791 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: Kahramanmaraş İş MahkemesiTARİHİ: 20/11/2007NUMARASI: 2007/813-2007/94Davacı, kurum kayıtlarında kendi adına gözüken l9.4.l993- 7.5.l993 tarihleri arasındaki 506 sayılı yasa'ya tabi l8 günlük sigortalılığının iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Davacı adına kayıtlı 19.4.1993-7.5.1993 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa’ya tabi 18 günlük çalışmanın iptali istemiştir.Mahkemece davanın kabulü ile davacının 19.4.1993-7.5.1993 tarihleri arasında Malatya Şeker Fabrikasında çalışmadığının tesbitine karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına Malatya Şeker Fabrikası işyerinden 19.4.1993 tarihli işe girişi bildirgesinin 7.5.1993 tarihinde Kuruma verildiği, davacı adına görünen hizmet cetveli ile uyuşmazlık dönemi dönem bordrolarında 18490608 SGK sicil no ile 19.4.1993-7.5.1993 tarihleri arasında 18 günlük çalışmasının kayıtlara geçtiği, davacının 1.8.1992 tarihinden beri Tarım Bağ Kur sigortalısı olduğu anlaşılmaktadır.Öte yandan Sosyal Güvenlik Sistemimizde kendilerine Sosyal Güvence sağlanan kişiler; müşterek özelliklerine göre birbirinden farklı statüde kabul edilerek ayrı ayrı Sosyal Güvenlik Yasalarına tabi tutulmuşlardır. Bu yönde; kamu kesiminde daimi kadrolarda çalışanlar T.C. Emekli Sandığı Yasasına, hizmet akdi ile çalışanlar 506 sayılı Yasaya, kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlar ise 1479 sayılı Bağ-Kur Yasasına tabi tutularak Sosyal Güvenliğe kavuşturulmuşlardır. Tarım Sektöründe çalışanlardan; kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlar 2926 sayılı Yasa çerçevesinde Tarım Bağ-Kur sigortalısı; tarımda süreksiz hizmet akdi ile çalışanlar ise, 2925 sayılı Yasa kapsamında Tarım Sigortalısı sayılmışlardır. Belirtilen Sosyal Güvenlik Sistemleri; kendilerine özgü koşullar ve statüler kabul ederek birbirlerinden kesin sınırlarla ayrılmışlardır. Yine bu Sosyal Güvenlik Yasalarından bir kesiminde güvence altına alınan sosyal riskler ve kapsamları ile yararlanma koşulları bakımından benzerlikler olsa da birbirlerinin aynısı bulunmamaktadırlar. Nitekim kimi yasalarda da farklı sigortalılık esasları kabul edilmesine rağmen farklı Sosyal Güvenlik Yasalarının uygulanması aynı Sosyal Güvenlik Kuruluşuna bırakılmıştır. Bu tür davaların kişilerin Sosyal güvenliğine ilişkin olduğu kamu düzenini yakından ilgilendirdiği 506 sayılı Yasa'nın 6.maddesine göre sigortalı olma hak ve yükümlülüğünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği sigortalı olmanın bir hak olduğu kadar yükümlülükte olduğu gözönünde tutularak gerektiğinde doğrudan soruşturma genişletilmek suretiyle deliller olabildiğince toplanarak sonuca gidilmelidir. Somut olayda mahkemece bordro tanığı olmayan davacının köyündeki arkadaşlarının soyut beyanları esas alarak sonuca gidildiği görülmüştürMahkemece yapılacak iş, öncelikle ilgili nüfus müdürlüğünden davacı dışında işe giriş bildirgesindeki nufus bilgilerine sahip birilerinin bulunup bulunmadığının sorulması ve bulunması durumunda iptali istenen hizmetlerin bu kişiye ait olabileceği de düşünülerek, bu kişi veya kişilerin davaya dahil edilip göstereceği deliller toplanarak, uyuşmazlık döneminde çalışmaları bulunan bordro tanıkları dinlenerek ve işe giriş bildirgesinde imzanın davacıya ait olup olmadığının tespiti konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak, varsa Malatya Şeker Fabrikasından davacının işyeri dosyası istenilip dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin davacıya ait olup olmadığı saptanarak , davacının Tarım Bağ Kur sigortalılık dosyası da getirtilip tüm deliller bir arada değerlendirerek çalışmaların davacıya ait olmadığı konusunda hiç bir kuşkuya ver vermeyecek açıklıkta karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 5.3.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.