Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3168 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 4971 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: Sivas İş MahkemesiTARİHİ: 23/02/2009NUMARASI: 2008/205-2009/37Davacı, 22.3.1985-30.12.1991 tarihleri arası Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile 28.9.2007 tarihi itibariyle emekliliğine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara,kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, davacının 22.3.1985 ile 30.12.1991 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 28.9.2007 tarihi itibariyle yaşlılık aylığını hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulü ile davacının 22.3.1985-30.12.1991 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olduğunun ve 1.10.2007 tarihinden itibaren yaşlılık aylığını hak kazandığının tespitine karar verilmiştir.01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren, 1479 sayılı Yasa'nın 24. maddesi ilk şekliyle, sigortalılığın oluşumu için, kendi ad ve hesabına bağımsız çalışma olgusunun gerçekleşmesi yanında, ayrıca, kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu da aramıştır. Bu kuruluşlara kayıt tarihi ise, sigortalılığın başlangıcı yönünden, yasal karine kabul edilmiştir. 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı yasa, Bağ-Kur’lu olabilme yönünden, söz konusu 24. maddenin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu kaldırmış, sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulunun gerçekleşmesi durumunda, sigortalılığın oluşacağını yeterli görmüştür. Buna karşın, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı yasa bağımsız çalışanların sigortalı olabilmeleri yönünden vergi yükümlülüğünü öngörmüş, vergiden muaf olanların da kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olmaları durumunda yine sigortalı sayılacaklarını kabul etmiştir. Nihayet, 22.03.1985 yürürlük tarihli 3165 sayılı yasa, sigortalılığa karine yönünden vergi kaydının, bu kaydın bulunmaması veya vergiden muaf olunması halinde, esnaf ve sanatkar sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kayıtlarının esas alınacağını belirlemiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 10.12.1991 tarihinde kuruma verilen giriş bildirgesinde oda kaydının(283-1983'ün 2.ayı) şeklinde bildirilmesi nedeniyle oda kaydı esas alınarak 22.3.1985 tarihi itibariyle Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescilinin yapıldığı, tescile esas alınan Kangal Şoförler ve Otomobilciler Odasında yapılan 13.11.2007 tarihli kayıt tetkikinde ,kaydın 31.1.1989 tarihinde yapıldığı oda defterlerinde üye kayıt tarih ve sıraları müteselsil sıra takip etmediğinden oda kaydı geçersiz sayılarak davacının sigorta başlangıcının vergi kaydına göre 31.12.1991 tarihi olarak düzeltildiği, davacının 1.6.1981 -15.9.1981 tarihleri arasında ve31.12.1991 tarihinde itibaren devam eden vergi kaydının , 31.1.1989 tarihinden itibaren oda ve 13.12.2005 tarihinden beri de esnaf ve sanatkarlar sicil kaydının devam ettiği, 7.8.2008 tarihli hesap ekstresine göre 14.2.1992 tarihinden itibaren pirim ödemelerine başladığı 31.12.1991 tarihinden itibaren sigortalı kabul edildiğinde 31.8.2008 tarihi itibariyle 3.596,47 TL pirim borcu bulunduğu 1992 yılı Affından yararlandığı,5458 sayılı Yasa'dan yararlanarak bu borcu ödediği anlaşılmaktadır.Davacı 22.3.1985-31.1.1989 tarihleri arasında oda kaydı bulunmadığından zorunlu sigortalılık koşullarını taşımıyor ise de Kurumca verilen bildirge üzerine davacıyı bu tarihler arasında sigortalı sayılıp 1992 yılı affı ile primleri alıp uzunca süre kullanan ve davacıya sigortalı olduğu inancı verdikten sonra sigortalılık süresini iptal etmesi Medeni Kanunu 2.maddesine ve sosyal güvenlik ilkelerine aykırı olup davacının bu sürede sigortalı sayılması gerekirsede kimse kendi hilesinden istifade edemeyeceğinden bu kuralın uygulanabilmesi için usulsüz oda kaydının davacının da katılımının bulunduğu muvazaalı bir işlem sonucu oluşturulmaması gerekir.Somut olayda davacının 22.3.1985 tarihili sigortalılık tesciline esas alınan Kangal Şoförler ve Otomobilciler Derneğinde oda kaydı 31.1.1989 tarihinde yapıldığı halde meslek kuruluşundaki üye kayıt no ve tarihi, giriş bildirgesinde “283-1983’ün 2. ayı” olarak yazılmak suretiyle hileli bir işlem oluşturulduğu,bu işleme davacınında katılımı bulunduğundan bu dönemde sigortalı sayılması mümkün değildir.Kurumca mahallinde yapılan kayıt tetkikinde oda kaydı başlangıcının 31.1.1989 tarihi olarak saptandığı,ancak kayıt noları müteselsil sıra takip etmediğinden bu kaydında geçersiz olduğu kabul edilerek geçersiz sayıldığı mahkemece yapılan araştırmada da davacının oda kaydının 31.1.1989 tarihinden beri devam ettiği tespit edildiğine göre davacının sigortalılığının odaya gerçekten kayıt olduğu 31.1.1.1989 tarihinden başlatılarak aylık isteminin değerlendirilmesi yerine . yasanın aradığı koşulların bulunmadığı 22.3.1985-31.1.1989 tarihleri arasındaki sürelerde de davacının sigortalı kabul edilerek istemin tümden kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak davacının isteminin kısmen kabulü ile Bağ-Kur sigortalılığının 31.1.1989 tarihinden başlatılarak yaşlılık aylığı koşulları tartışılarak bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.3.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.