MAHKEMESİ: Çankırı 1. Asliye Hukuk(İş)MahkemesiTARİHİ: 05/02/2009NUMARASI: 2008/345-2009/32Davacı,1.11.1986 tarihinden itibaren SSK sigortalılığı dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir2-Dava davacının , 1.11.1986 tarihinden itibaren SSK'na tabi sigortalılığı dışında kalan dönemlerde tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.Mahkemece davacının 20.12.1995-1.7.1997 ve 8.7.1997-27.10.1998 ve 18.11.2004-1.6.2006 tarihleri arasında 2004yılında 26 gün, 2005 yılında 41 gün, SSK'na tabi zorunlu sigortalılığı dışında kalan sürelerde tarım Bağ Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiştir.Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa'da 506 sayılı Yasa'nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa'nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum'a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa'nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa'nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 58 yaşını dolduran kadınlarla, 60 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum'a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum'ca re'sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa'nın 36.maddesi kapsamında Kurum'un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur'a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum'a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur'un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re'sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re'sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa'nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye,Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının tarım Bağ kur sigortalısı olarak 1.11.1986 tarihinde resen tescil edildiği, davacının 14.10.1999 tarihinde terk dilekçesi verdiği bu dilekçe uyarınca yapılan bir Kurum işleminin bulunmadığı, ancak Kurum'un 17.12.1999 tarihli işlemi ile SSK'na tabi çakışan çalışmaları dışlında kalan 1.11.1986-20.12.1995, 1.7.1997-8.7.1997 ve 27.10.1998 tarihinden beri devam eder şekilde davacıyı sigortalı kabul ettiği, 5.5.2006 tarihli işlemle de 27.10.1998 tarihinde beri devam eden sigortalılığı SSK'na tabi çalışmalar nedeniyle 18.11.2004 tarihi itibariyle terkin ederek başvurusuna istinaden 1.6.2006 itibariyle yeniden başlattığı, davacının 17.11.1980 tarihinden beri kooperatife , 9.8.2005 tarihinden beri de ziraat odasına kayıtlı olduğu, tarım arazisinin bulunduğu , 25.7.2008 tarihli hesap ekstresine göre 16.6.1997-25.9.2007 tarihleri arasında düzensiz pirim ödemelerinin bulunduğu ve 1997 Affından yararlandığı, 9657367 SSK sicil numaralı hizmet cetvelinde davacı adına, uyuşmazlık dönemi içerisinde, 17.4.1989-308.1989 tarihleri arasında 133 gün 1.4.1991-1991/2 dönem arasında 150 gün, 15.9.1993-15.12.1993 tarihleri arasında 34 gün, 19.11.2004-2.12.2004 tarihleri arasında 14 gün , 20.12.2004-11.2.2005 tarihleri arasında 53 gün çalışmasının bulunduğu, davacının Bağ Kur dosyasında SSK Ankara İhtiyarlık Sigorta Müdürlüğü'nün 23.11.1999 tarihli yazısında davacının 12617554 SSK sicil numarasıyla bildirilen SSK'na tabi hizmetlerinin ise 11.8.1981-5.1.1992 tarihleri arasında 145 gün, 21.12.1995-30.9.1996 tarihleri arasında 281 gün ve 9.7.1997-26.10.1998 tarihleri arasında 469 gün olduğunun ildirildiği anlaşılmaktadır.Gerçekten Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasanın 36 ve 10.maddesindeki şartlarında gerçekleşmesi halinde 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve 506 sayılı Yasa'ya tabi çalışmanın sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, doğrudan prim yatırılması veya aynı yasanın 36.maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği Dairemizin giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşlerindendir.Somut olayda davacı adına bildirilen iki ayrı SSK sicil numaralarıyla kayıtlı hizmetlerin başlangıç ve bitiş tarihleri farklı olduğu halde mahkemece bu iki SSK numarasının davacıya ait olup olmadığı araştırılmadan ve SSK tarafından bildirilen 9.7.1997-26.10.1998 tarihleri arasındaki 469 günlük çalışmanın uzun süreli olduğu nazara alınmadan sonuca gidilmesi, hüküm kısmında sadece 2004 ve 2005 yıllarına ait SSK hizmetlerinin dışlanarak, diğer bir kısım SSK' hizmetlerin dışlanmadan hükmün kurulması hatalı olmuşturYapılacak iş; öncelikle 506 sayılı Yasa'ya tabi her iki SSK sicil numarasının davacıya ait olup olmadığı Kurumdan sorulup davacının SSK hizmetleri hiç bir şüpheye yer vermeyecek şekilde saptandıktan sonra, davacının uyuşmazlık döneminde SSK'na tabi uzun süreli çalışmasının bulunmadığının anlaşılması durumunda, kısa süreli SSK'na tabi çalışmalar dışında kalan dönemlerde tarım Bağ Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar vermek, 506 sayılı Yasa'ya tabi uzun süreli çalışmalarının bulunduğunun anlaşılması durumunda ise yukarıda açıklandığı üzere uzun süreli çalışmanın sona erdiği tarihten sonra davacının sigortalılık iradesini gösteren pirim ödemeleri bakılarak, bu pirimlerini ödendiği tarihi takip eden aybaşından itibaren tarım Bağ Kur sigortalılığını yeniden başlatarak, sigortalılık sürelerinin hangi tarihler arasında olduğunu açık ve net olarak belirtmek suretiyle sonuca gitmek gerekir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalının temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,22.03.2010 gününden oybirliğiyle karar verildi.