Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3143 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 6986 - Esas Yıl 2006





Mahkemesi : İstanbul 3. İcra MahkemesiTarihi : 16.03.2006No : 5-263Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı (Alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin REDDİNE karar vermiştir.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Uyuşmazlık İ.İ.K.'nun 99. maddesine dayalı olarak alacaklı tarafından 3.kişinin istihkak iddiasının reddi istemiyle açılan istihkak davasına ilişkindir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.Haciz, borçluya ait adreste 3. kişi huzurunda 18.11.2004 tarihinde yapılmıştır.Borçlu A.Ş. nin daha önce bu işyerini terk ettiği ileri sürülmüş ise de borçlunun bu adresten çıkarak başka bir adrese taşındığına ilişkin yönetim kurulu kararı hacizden sonra 19.11.2004 tarihinde Ticaret Sicili Gazetesinde tescil ve ilan edilmiştir.Şirketin işyeri adresine ilişkin değişiklik 3. kişiler ve bu arada alacaklı yönünden bu husustaki kararın Ticaret Yasasının 36 ve 38. maddeleri uyarınca tescil ve Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği tarihte geçerli olacağından, haciz tarihinde alacaklı yönünden borçlu adresi haciz uygulanan yerdir. Bu durumda İcra İflas Kanununun 97/a maddesi hükmüne göre, mülkiyet karinesi alacaklı yararınadır.Bu yasal karinenin aksinin davalı 3. kişi tarafından ıspat edilmesi gerekir. Çünkü, İcra Memurunun haciz işlemini hatalı olarak İİK 99 uncu maddesine göre yapması ve bu nedenle alacaklıyı dava açmak zorunda bırakması ıspat yükünün alacaklıya geçmesine neden olmaz.Aynı yerde alacaklı tarafından 02.11.2004 tarihinde yapılan haciz sırasında borçlu şirket yetkilisi hazır bulunmuş, hacze karşı herhangi bir istihkak iddiasında bulunmamıştır.Bundan başka, borçlu A.Ş.nin 03.05.2004 tarihinde görevden ayrılan yönetim kurulu üyeleri Y. ve B.S.’in aynı zamanda 3. kişi şirket ortakları olan C. ve İ.S. kardeşleri olduğu kayıtlardan anlaşılmaktadır.Davalı 3. kişi hacizli mallara ilişkin faturaları olduğunu ileri sürmüş ise de bu faturaların kayıtlı olduğu ticari defterlerin kapanış tasdiki olmadığından buradaki kaydın anılan şirket lehine delil sayılması mümkün değildir.Kaldı ki, 3. kişi şirket demirbaş eşya defterini sunmamıştır. Mahkemece, borçlu A.Ş. nin ticari defterlerinin ibraz ettirilmesi, bu defterlerde hacizli mallarla ilgili kayıt bulunup bulunmadığı, ayrıca demirbaş eşya defterinde bu malların kaydının olup olmadığı maliye işinden anlayan uzman bilirkişi raporu ile belirlenerek ve tüm deliller ile birlikte değerlendirerek elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, ıspat yükünde yanılgıya düşerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı (Alacaklı)'ya iadesine, 05.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.