MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekilleri tarafından ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle karardaki gerektirici nedenlere göre davacının tüm, davalının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Dava, geçirdiği iş kazasında yaralanarak %4 oranında sürekli iş göremezliğe maruz kalan sigortalının maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, 14.145,14-TL maddi, 6.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Maddi tazminatın belirlenmesinde mahkemece hükmüne esas alınan hesap raporunda davacının pasif devre zararının asgari ücretle yapıldığı görülmektedir. Sürekli iş göremezlik nedeniyle pasif devrede de sigortalının zararının oluşacağı ve bu zararının asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulünün gerektiği giderek pasif devre zararının asgari ücretle yapılması gerektiği dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır. Mahkemece hükme esas alınan 14.04.2014 tarihli hesap bilirkişi raporunda sigortalının pasif devre zararının da oluşacağının kabulü ile pasif devre zararının hesaplanmasında asgari ücretin esas alınması yerindedir. Ancak anılan raporda pasif devrede asgari ücretin netleştirilmesi sırasında asgari geçim indiriminin dikkate alınması hatalı olmuştur.Gerçekten 01.01.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 5615 sayılı yasanın 2. Maddesiyle değişik 193 sayılı gelir vergisi kanununun Asgari geçim indirimi başlıklı 32. Maddesine göre "Ücretin gerçek usulde vergilendirilmesinde asgari geçim indirimi uygulanır. Asgari geçim indirimi; ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgari ücretin yıllık brüt tutarının; mükellefin kendisi için %50'si, çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eşi için %10'u, çocukların her biri için ayrı ayrı olmak üzere; ilk iki çocuk için %7,5 diğer çocuklar için %5'idir. Gelirin kısmi döneme ait olması halinde, ay kesirleri tam ay sayılmak suretiyle bu süreye isabet eden indirim tutarları esas alınır. Asgari geçim indirimi, bu fıkraya göre belirlenen tutar ile 103 üncü maddedeki gelir vergisi tarifesinin birinci gelir dilimine uygulanan oranın çarpılmasıyla bulunan tutarın, hesaplanan vergiden mahsup edilmesi suretiyle uygulanır. Mahsup edilecek kısmın fazla olması halinde iade yapılmaz. "Öte yandan, pasif devre de herhangi bir işte çalışılmasa bile, sigortalının salt yaşamsal faaliyetlerini sürdürmesinin ekonomik bir değer taşıması nedeniyle bundan yoksun kalan hak sahipleri bakımından bir zarar oluşacağı ve bu zararın karşılanması amacıyla pasif devre zararının hesaplanması gerektiği, bu zararın hesaplanması sırasında esas alınması gereken ücretin asgari ücret olduğu Dairemizin ve giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer bir deyişle pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan asgari ücret, bir çalışmanın karşılığı değil ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Bu duruma göre ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif devre zararının hesaplanması sırasında dikkate alınamayacağı açıktır. Hal böyle olunca da somut olayda asgari geçim indiriminin dikkate alınmak suretiyle belirlenen 891,03-TL ücretle sigortalının pasif dönem zararının hesaplanması doğru olmamıştır. Yapılacak iş, maddi tazminat davası bakımından davacının pasif dönem zararının hesaplanmasında asgari geçim indirimsiz asgari ücretin gözetildiği yeni bir hesap raporu alınarak, dosyadaki tüm deliller ile birlikte tarafların usulü kazanılmış hak durumlarını da gözeterek neticeye varmaktan ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdırSONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflardan davalıya iadesine, fazla alınan temyiz harcının temyiz eden taraflardan davacıya iadesine, 23/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.