MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı-karşı davalı murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine,Davalı-karşı davacı meydana gelen kazadan dolayı şirketin maddi zarara uğradığını, kazadan dolayı şirketin kusuru olmadığının karar verilmesini istemiştir..Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı-karşı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı şirket vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,2-Dava,22.10.2005 tarihinde geçirdiği iş kazasında yaşamını yitiren sigortalının haksahibi olan anne,baba ve kardeşlerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.Mahkemece,davacı anne ve baba için 20.000,00'er TL,davacı kardeşler için ise ayrı ayrı 10.000,00'erTL manevi tazminatın davalı şirketten tahsiline karar verilmiştir.Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı , olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )Bu ilkeler gözetildiğinde tüm davacılar yararına hükmedilen manevi tazminatların bir miktar fazla olduğu ortadadır. O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve davacı anne,baba ve kardeşlere daha uygun miktarlarda manevi tazminata hükmedilmek üzere karar bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı-karşı davacı ...ye iadesine 14.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.