Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3071 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 6046 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: İstanbul 9. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 23/11/2006NUMARASI: 2004/1242-2006/1710Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı(Alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Uyuşmazlık üçüncü kişilerin İİK.nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtıkları istihkak davasına ilişkindir.Dava konusu taşınır mallar,19.03.2004 tarihinde borçlunun borç kaynağı kredi sözleşmesinde belirttiği adreste haczedilmiştir.İİK97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla davalı alacaklı yararınadır.Bu yasal karine aksinin davacı üçüncü kişi tarafından güçlü ve inandırıcı delillerle ispatı gerekmektedir.Haciz sırasında 3.kişi H. şirketi temsilcisi işyerinin anılan şirkete ait olduğunu haczedilen malların borçludan diğer 3.kişi şirketin satın alarak kendilerine kiraya verdiğini beyan etmiş ve borçlu tarafından K.Dış tic.şirketi adına kesilen faturayı ve 28.10.2003 tarihli noter onaylı kira sözleşmesini ibraz etmiştir. Dosya içerisinde mevcut belgelerden borçlu şirketin 02.08.2001 tarihinde haciz adresine taşındığı ,31.03.2003 tarihli kredi sözleşmesinin düzenlendiği tarihte bu adreste bulunduğu halde henüz borçlu bu adreste iken davacılardan H.’ın 27.10.2003 tarihinde yine aynı adreste kurulduğu ,borcun doğumundan sonra borçlu şirkete ait malların davacı K.D.Tic.şirketine devir niteliğinde satış yapıldığı ve hemen sonra 28.10 2003 tarihinde bu şirket tarafından H.Amb.S.T.Ltd şirketine kiralandığı anlaşılmaktadır.Yapılan tüm bu işler danışıklı işyeri devri niteliğinde olup alacaklının haklarını etkilemeyeceği açıktır. Bir an için işyeri devrinin danışıklı olmadığı düşünülse dahi borçlu ile davacı arasındaki ilişki ticari işletme devri niteliğinde bulunduğundan İİK’nun 44. ve BK’nun 179.maddelerinin uygulanması gerektiği açıkça ortadadır. Anılan maddelerde öngörülen koşulların yerine getirildiği iddia ve ispat edilmemiştir. Gerçekten borçlunun devri kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirerek ilan ettiği ve mal beyanı verdiğine ilişkin dosyada hiçbir kanıt yoktur. Bu durumda, devir alacaklının haklarını etkilemeyeceği gibi, devralan davacıda B.K’nun 179.maddesi gereği işletmenin borçlarından sorumludur.Öte yandan , hacizden doğan istihkak davaları İİK’nun 85/2 maddesi gereğince ‘mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hak ‘’ iddia eden kişilerce açabilir.Davacı 3.kişi H.Amb.San.Tic.Ltd. Şti. dava konusu malları diğer davacıdan kiraladığını iddia ettiği,böylece ayni değil şahsi bir hakka dayalı olarak dava açtığı,oysa böyle bir hakka dayalı olarak istihkak davası açma hakkı olmadığından,anılan davacının aktif dava açma ehliyeti bulunmadığı açıktır.. Tüm bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak davacı H.Amb.San.tic. Ltd.şirketine yönelik davanın aktif dava ehliyeti bulunmadığından usulden.,diğer K.Dış Tic.A.Ş.nin davasının ise danışıklı işyeri devri nedeniyle esastan reddi gerekirken mahkemece yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı (Alacaklı)'ya 26.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.