Mahkemesi : Antalya 4.İcra MahkemesiTarihi : 2.2.2006No : 617-60Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Uyuşmazlık, İ.İ.K.'nun 96. ve onu izleyen maddelerine dayalı 3. kişinin istihkak davasına ilişkindir.Davaya konu hediyelik eşyalar, anlaşmalı boşanmaya rağmen borçlu ile 3.kişinin birlikte işlettikleri işyerinde ve borçlunun burada görülmesinden sonra haczedilmiş olup, İ.İ.K.'nun 97/a maddesi hükmünde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu, dolayısıyla davalı alacaklı yararınadır. Bu yasal karinenin aksi davacı 3.kişi tarafından kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlanmamıştır. Davacı 3. kişi; 10.9.2004 tarihinde yapılan haciz sırasında; borçlu eşi Y.Y.’dan boşandığını ve haczedilen malların ve işyerinin kendisine ait olduğunu beyan ederek; istihkak iddiasında bulunmuş ise de, boşanma ilamı tek başına yasal karinenin aksini kanıtlamaya yeterli değildir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacı ve borçlunun fiilen birlikte çalıştıkları anlaşılmaktadır. Dinlenen davacı tanık anlatımları yeterli ve hükme dayanak yapılacak nitelikte olmadığı gibi, haczi gerçekleştiren İcra Müdür Yardımcısı N. K. tanık olarak verdiği ifadede haciz mahalli hediyelik eşya dükkanına girip de borçluyu 3.kişiye sorduklarında deterjan reyonunda düzenleme yapan borçluyu gösterdiğini, neden geldiklerini açıklayınca borçlunun işyerinden ayrıldığını beyan etmiştir.Davacı 3. kişi, delil olarak faturalar ibraz etmiş ise de, borç doğumundan sonraki tarihi taşıyan ve istenilen kişi adına her zaman temini mümkün olan belgeler olması itibariyle davacı 3. kişi tarafından yasal karinenin aksinin kanıtlandığının kabulü mümkün değildir. Delil olarak hacizden sonra istihkak davasında sunulan vergi levhası da mücerret olarak işyerinin davacı 3. kişiye ait olduğunu göstermez. Öte yandan davalı alacaklı tarafından ibraz edilen 2004 yılının 7. ve 8.ayına ait borçlu adına düzenlenen faturalarda haciz mahalli işyeri borçlu adresi olarak gösterildiği gibi, davalı alacaklı tanıkları da bu işyerini borçlunun işlettiğini, borçluya sattıkları malları haciz mahallinde teslim ettiklerini beyan etmişlerdir.Boşanmış olmalarına karşın birlikte işyeri işletmeye devam eden eşlerin boşanmaları alacaklının haklarını etkilemez. Bu durumda davanın reddi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu kabule karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.O halde davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.