Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3050 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 5549 - Esas Yıl 2006





Mahkemesi: Afyonkarahisar Asliye Hukuk İş MahkemesiTarih: 30.12.2005No: 213-427Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 21.05.1999-12.09.2003 tarihleri arasında çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Davacı, davalı işyerinde 21.05.1999-12.09.2003 tarihleri arasında aralıksız çalıştığını ileri sürerek davalı Kuruma eksik bildirilen çalışmaların tespitini istemiştir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile varılmıştır.Yasal dayanağını 506 sayılı Yasa'nın 79/10.maddesinden alan bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmanın konusu, sürekli veya kesintili olup olmadığı, başlangıç ve bitiş tarihleri ile alınan ücret konularında tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işverenle, işçiyle ve işyeriyle ilişkileri dikkate alınmalı, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmeli, talep edilen döneme ait işyeri bordrolarında yer alan ve çalışmaları mümkün olduğunca süreklilik arzeden tanıklar dinlenilmeli, gerektiğinde SSK, mahalli idareler veya zabıta yoluyla tespit edilecek komşu veya yakın işyerlerinde kayıtlı çalışanlarının beyanlarına başvurulmalı, varsa vizite kağıtları, ücret belgeleri gibi kanıtlar da değerlendirilmeli, çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde sağlıklı bir biçimde belirlenmeli, ayrıca bu tür davaların kişilerin sosyal güvenliğine ilişkin olduğu ve kamu düzenini ilgilendirdiği göz önünde tutularak gerektiğinde doğrudan soruşturma genişletilmek suretiyle deliller olabildiğince toplanarak sonuca gidilmelidir. Yargıtay hukuk Genel Kurulu'nun 2005/21-495-582, 2005/21-409-413, 2004/21-479-578, 2003/21-634-575 ve 1999/21-549-555 sayılı kararları da bu yöndedir.Davacının 04.04.2003-11.11.2003 tarihleri arasındaki bir kısım çalışmaları işe giriş bildirgesi ve prim bordroları ile Kuruma bildirilmiştir. Her ne kadar 04.04.2003 tarihli hizmet sözleşmesi ile davacının, cam mozaik üretimi yapılan bu işyerinde dizgi ve ambalaj bölümünde ihtiyaç duyulduğunda günde 4 saati geçmeyecek şekilde part-time çalıştırılacağı yazılı ise de, dava 21.05.1999-12.09.2003 tarihleri arasındaki döneme ilişkin olup, anılan ihtilaflı dönemin tümünü kapsamadığı gibi, yukarıdaki açıklamalrda belirtildiği gibi kamu düzenine ilişkin hizmet tespiti davalarında çalışma her türlü delille ispatlanabileceğinden aksi de kanıtlanabilir. Dinlenen davacı tanıklarından M.K.ve N.S.“kesintisiz çalıştıkları halde Kuruma çalışmalarının bildirilmediklerini, İş Müfettişleri geldiğinde kendilerinin soyunma odasına kapatıldıklarını, bağrmak istediklerinde işten çıkartılmakla tehdit edildiklerini” beyan etmiş, diğer davacı tanıkları da davacıyı doğrulamıştır. Öte yandan davacının 17.01.2003 tarihli İş Müfettişi tespit tutanağında ismi yok ise de 09.01.2003-23.01.2003 tarihleri arasında Devlet Hastanesinde yatarak tedavi gördüğü için çalışanlar arasında tespit edilemediği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Dinlenen davalı tanıkları ise davacının part-time çalıştığını beyan etmişlerdir. Mahkemece yapılacak iş, 21.05.1999-12.09.2003 tarihleri arasındaki Kuruma hiç bildirilmeyen süreler yönünden işverence SSK’ya verilen dönem bordrolarında kayıtlı, ihtilaflı dönemde bu işyerinde çalışmış ancak hala bu işyerinde çalışmayan tarafsız tanıklar saptanarak, bu tanıkların ve gerektiğinde yine tarafsız komşu veya yakın işyeri çalışanlarının beyanlarına başvurularak, yapılan işin mahiyeti de dikkate alınarak, toplanan deliller birlikte değerlendirilip davacının işyerinde geçen çalışmalarının kesintisiz devam edip etmediği saptanmalıdır.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile istemin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 01.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.