Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3028 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 5456 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ : Bakırköy 2. İş MahkemesiTARİHİ: 06/12/2005NUMARASI: 1304-1809Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 1.7.1984-1.5.1990 tarihleri arasında çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davacı ile davalılardan Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalı Kurum'un aşağıda 3 nolu bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.2-Davacının temyiz itirazlarına gelince; Dava, davacının davalıya ait işyerinde 01.07.1984-01.05.1990 tarihleri arasında hizmet aktine dayalı olarak geçen Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen sigortalı hizmetlerinin tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen hüküm altına alınmıştır.Bu yönü ile davanın yasal dayanağı belirgin olarak 506 sayılı Yasa'nın 79/10. maddesidir. Anılan maddede yönetmelikle tesbit edilen belgeler işveren tarafından verilmeyen sigortalılar çalıştıkları hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde dava açacakları hükmü öngörülmüştür. Madde de belirtildiği üzere yönetmelikle tesbit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda 5 yıllık hakdüşürücü süreden bahsedilemiyeceği açık- seçiktir. Somut olayda davacı ile ilgili olarak 01.03.1988 tarihinde işe giriş bildirgesinin verildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca 5 yıllık hakdüşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemiyeceği ortadadır.Diğer yandan davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10.maddesinde bu tür hizmet tesbiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunlara destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür.Dosyada toplanan delilere göre tesbit istenen dönem içinde 506 sayılı Yasa kapsamında faal işyerinin bulunduğu, davacının çalışmalarına yönelik tüm dönemi kapsayan yazılı belgeler bulunamasa da, 1984 yılından beri çalışan işyeri bordro tanık beyanlarını göre davacının davalı işyerinde 1984 yılından beri sürekli çalışmasını sürdürdüğü, işyerinden 1988 yılında işe giriş bildirgesi verilerek kısmi bildirim yapıldığı tüm dosya kapsamından anlaşıldığından davacının istem dönemi içinde bildirilen süreler dışında sürekli çalıştığının kabulu gerekir.3-Öte yandan istemin kısmen kabulüne karar verildiği halde davalı Kurum yararına avukatlık ücretine hükmedilmemiş olmasıda usul ve yasaya aykırır olup kabul şekli bakımından bozma nedenidir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, .davacı ile davalı S.S.K. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 01.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.