MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davacılar ve davalılardan ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici sebeplere, temyiz edenin sıfatına, temyiz kapsam ve nedenlerine göre; davalı .... 'nin tüm, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, sigortalının iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden, mahkemece verilen 10/07/2013 tarihli kararın davacılar ve davalılardan ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 13/05/2014 tarih 2013/18774 Esas 2014/10679 Karar sayılı kararı ile anılan hükmün bozulduğu, bozma ilamında özetle; temyiz eden davacıların tüm davalı ...'nin sair temyiz itirazlarının reddi ile davacı eş ve davacı çocuklar yararına hükmedilen manevi tazminatların bir miktar fazla olduğunun belirtildiği ve mahkemece bozmaya uyulduğu anlaşılmıştır.Temyize konu edilen 16/09/2014 tarihli Mahkeme kararında sair yönlerden bir yanlışlık bulunmamakla birlikte, 10/07/2013 tarihli hükmün yalnızça davalı ... lehine bozulduğu, anılan hükmün diğer davalı ... bakımından kesinleştiği ve bu kapsamda da davacı yararına usuli kazanılmış hak durumunun oluştuğu hususu göz önünüde tutulmaksızın karar verilmesi doğru bulunmamıştır.Şöyle ki; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin yada tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasanın 2.maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.Tüm bu açıklamalardan sonra somut olayda, Mahkemenin 10/07/2013 tarihli kararının davalılardan yalnızca ... tarafından temyiz edildiğinin anlaşılmasına göre anılan bu kararın diğer davalı .... yönünden kesinleştiği ve bu durumun da davacı yararına usuli kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilmeden, davalı .... hakkında önceden verilen hüküm kesinleşmiş olduğundan karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı biçinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalılardan ...'ne yükletilmesine, 19/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.