Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2981 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 20248 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: Sakarya İş MahkemesiTARİHİ: 25/10/2007NUMARASI: 2007/251-2007/808Davacı, 5.3.2007 tarihli 2004/753 sayılı icra takibinin iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Davacılar, 05.03.2007 tarih 2004/753 sayılı icra takibinin iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden,G.Orman Ürün. Nak. Otom. Tic. Ltd. Şti’nin 2000/6. ay - 2002/1. aylar arasındaki döneme ilişkin issizlik sigortası pirim borçları nedeniyle 6183 sayılı Kanun uyarınca yapılan 2004/753 sayılı takip nedeniyle davacılara ödeme emri gönderildiği, davacıların sermayesi 20 paya bölünmüş şirketin 10’ar pay karşılığı kurucu ortakları olduğu, C.K.’ın aynı zamanda şirketin işlerini ve muamelelerini yürütmek üzere 5 yıllığına şirket müdürü olarak atandığı, davacı C.in şirketteki hisselerinin 9/10 unu,davacı Ö.'ün şirketteki hisselerinin tümünü 18.04.2003 tarihinde H.G.e devrettikleri,davacı C.in şirkette kalan hissesini 09.03.2007 tarihinde H.G.'e devrettiği, H.G.'in 18.04.2003 tarihinde şirketin sorumlu müdürü olduğu,davalı Kurumca G.Orman Ürün. Nak. Otom. Tic. Ltd. Şti’nin 2000/6. ay - 2002/1. aylar arasındaki döneme ilişkin issizlik sigortası pirim borçları ve prim borçlarının tahsili için 6183 sayılı Kanun uyarınca 2004/753 sayılı takip dosyası ile şirkete ve şirketin sorumlu müdürü H.G.'e karşı takip yaptığı, takipten bir sonuç elde edilemediği anlaşılmıştır.506 sayılı Kanun’un 80. maddesine göre; sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Öte yandan 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. maddesinde "(Değişik ibare: 04/06/2008 - 5766 S.K./3.mad) şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar,(Ek fıkra: 04/06/2008 - 5766 S.K./3.mad) Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur.(Ek fıkra: 04/06/2008-5766 S.K./3.mad) Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur." hükmü düzenlenmiştir.Bu düzenlemeler karşısında borcun ilişkin olduğu dönemde, şirketin ortağı olmakla birlikte aynı zamanda şirketi temsil ve ilzama yetkili üst düzey yönetici olan davacı C. K.ın şirketin tüm borçlarından şirket ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, borçlu şirketin ortağı olan davacı Ö.'ün issizlik primi borçlarından sermaye hissesi oranında sorumlu olacağı düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.Mahkemece yapılacak iş,yukarıda anılan ilkelere göre, davacı C.in takibe konu borçlardan sorumlu olduğundan bu davacı yönünden davanın reddine karar vermek, davacı Ö. yönünden ise takibe konu şirket borçlarından sermaye hissesi oranına isabet eden miktar kadar sorumlu olduğuna karar vermekten ibarettir.Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.